27 Ocak 2015 Salı

İngilizce Deyimler ve İfadeler 67

English Expressions & Phrases


to not take no for an answer

= to not accept a refusal/a negative reply
    to not understand that "no" means "no"
    to be persistent in demanding something
    to continue asking for something although their request has already been refused
    to not allow someone to refuse what you have offered
    polite way of being insistent
    used for saying that someone is very determined that you should do what they want, especially that you should accept their offer or invitation

= hayır cevabını kabul etmemek
    hayırı cevap olarak kabul etmemek
    olumsuz bir cevabı kabul etmemek
    reddedilmeyi kabul etmemek
    hayırdan anlamamak
    itiraz kabul etmemek
    hayır cevabına/olumsuz cevaba rağmen vazgeçmemek
    ısrarcı olmak, ölümü öp demek



* You can never take no for an answer if you want to succeed in business.
  (İş dünyasında/aleminde başarılı olmak/başarıya ulaşmak istiyorsan, hayırı asla cevap olarak kabul etmeyeceksin/ısrarcı olacaksın.)

* I want you to show me the statements and I won't take no for an answer.
  (Bana hesap özetlerini göstermeni istiyorum, itiraz da istemiyorum/hayırı kabul etmiyorum.)

* I told him that I didn't want to go out with him, but he wouldn't take no for an answer.
  (Onunla çıkmak istemediğimi ona söyledim ancak hayır cevabını kabul etmiyor/hayırdan anlamıyor.)

* I've told her again and again that you're too busy to see her, but she won't take no for an answer.
  (Ona çok meşgul olduğunuzu ve onu kabul edemeyeceğinizi/görüşmeye hiç vaktinizin olmadığını defalarca söyledim ama hayırdan anlamıyor/yine de ısrarcı oluyor.)

* I've told Steve I'm not interested, but he keeps asking me out - he won't take no for an answer.
  (Told'a ilgilenmediğimi/istemediğimi söyledim ama bana çıkma teklif etmeye devam ediyor. Hayırdan anlamayan biri.)

* You're coming to the wedding. I won't take no for an answer.
  (Düğüne geliyorsun/geleceksin. İtiraz kabul etmiyorum.)

* They were so keen for me to join their party, they just wouldn't take no for an answer.
  (Partilerine gelmem/katılmam için çok istekliydiler, hayır cevabını kabul etmiyorlar/ille de geleceksin diyorlar.)

* Don't take no for an answer, never submit to failure.
  (Hayır cevabı/olumsuz cevap alsan da vazgeçme/ısrarcı ol, asla başarısızlığa boyun eğme/teslim olma/razı gelme/başarısızlığı kabullenme.)

* Don't take no for an answer. No doesn’t really mean no.  It just means “I am not comfortable enough to say yes now".
  (Hayır cevabını kabul etme. Hayır tam anlamıyla hayır demek değildir. Sadece şu an kendimi evet diyecek kadar iyi hissetmiyorum.)

* Whoever did this wasn't taking no for an answer.
  (Bunu her kim yaptıysa " hayır" dan anlamayan biriymiş.)

* Obviously, I'm the sort that doesn't take no for an answer.
  (Bariz bir şey/belli ki, ben " hayır" ı cevap oIarak kabuI etmeyen tipIerdenim.)

* You tell him I won't take no for an answer!
  (Ona, hayır cevabını kabul etmeyeceğimi söyle!)

* You don't strike me as the kind of woman who'd take no for an answer.
  (Bana hayırdan anlayacak/hayır cevabını kabul edecek bir kadınmışsın gibi gelmiyorsun.)

* You Turkish people like to eat a lot. It is a big part of your lives, and you won't take no for an answer if I say that I'm not hungry.
  (Siz Türk insanları/Türkler yemeyi çok seviyorsunuz. Yemek hayatınızın önemli bir kısmını işgal ediyor ve aç değilim desem de -yemem için- ısrarcı oluyorsunuz.)

* When it comes to going after what you love in life, don't take no for an answer.
  (Hayatta sevdiğin şeyi elde etmek söz konusu olduğunda, hayır cevabını kabul etme/ısrarcı ol/olumsuz bir cevapla vazgeçme.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder