English Expressions & Phrases
away on business
= in another city or country on a business trip
= iş gezisinde
iş gezisine çıkmış, iş için seyahate çıkmış
* My dad is still away on business.
(Babam hala iş gezisinde/henüz iş gezisinden dönmedi.)
* A: Hi Mary. I haven't seen Alan this week.
(Selam Mary. Alan'i bu hafta göremedim.) B: He's away on business in China.
(Çin'de iş gezisinde/Çin'e iş gezisine gitti.)
* I look after the office when my colleagues are away on business.
(Çalışma arkadaşlarım iş gezisindeyken ofisi ben idare ediyorum/ofisle ben ilgileniyorum/ofise ben bakıyorum.)
* I'm afraid it won't be possible to talk to the boss today because he's away on business till Tuesday.
(Maalesef kendisi Salı gününe kadar iş gezisinde olduğu için bugün patronla görüşmeniz/konuşmanız mümkün değil)
* A: Are you free next week?
(Gelecek hafta boş musun/müsait misin?)
B: No, I'll be away on business.
(Hayır, iş gezisinde/iş için seyahatte/dışarıda olacağım.)
* A: I tried calling you last week, but I couldn't reach you.
(Geçen hafta seni aramaya çalıştım ama ulaşamadım. sana)
B: I was away on business.
(İş gezisindeydim/iş için seyahatteydim.)
* If you are in Hong Kong to do work, then you’re away on business.
(Eğer Hong Kong'ta iş yapmak için bulunuyorsanız, o halde siz iş gezisindesiniz demektir.)
* I was a rather neglectful husband, as I was so often away on business.
(Çok sık/fazla iş gezisinde olduğumdan dolayı bayağı ihmalkar bir kocaydım/kocalık yaptım.)
(Sık sık çıktığım iş gezilerinden dolayı eşimi/karımı çok ihmal ettim.)
* Stephen didn't expect her to mope about while he was away on business.
(Stephen iş gezisindeyken onun canının sıkılacağını tahmin etmemişti/beklemiyordu/düşünmemişti.)
* While away on business, Tom had many opportunities to be unfaithful to his wife.
(İş gezisindeyken Tom'un karısına ihanet edeceği/karısını aldatacağı bir çok fırsatı olmuştu.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder