10 Ocak 2015 Cumartesi

İngilizce Deyimler ve İfadeler 52

English Expressions & Phrases


under a lot of pressure

= feeling of too much to do
    feeling a lot of stress
    have a lot of serious responsibility

= çok/büyük/yoğun baskı altında kalmak/olmak
    üzerinde büyük bir baskı olmak


* We are under a lot of pressure because we have to finish this job by Friday.
  (Üzerimizde büyük bir baskı var, çünkü bu işi Cuma'ya kadar bitirmemiz gerekiyor.)

* As Prime Minister, he's under a lot of pressure from many groups.
  (Başbakan olarak, birçok kesimin yoğun baskısı altında oluyor/kalıyor.)

* My new job pays better, but I'm under a lot of pressure.
  (Yeni işimin ücreti/maaşı daha iyi ama yoğun baskı altındayım/yüküm ağır/sorumluluklarım fazla.)

* Students are under a lot of pressure at exam time.
  (Öğrenciler sınav zamanı büyük baskı altında olurlar/çok baskı altına girerler.)

* Gabor is under a lot of pressure now. He's working at two jobs.
  (Gabor artık yoğun baskı altında/Gabor'un artık yükü ağır. İki işte çalışıyor.)

* I'm under a lot of pressure this month.
  (Bu ay yoğun baskı altındayım/üzerimde çok baskı var/yüküm ağır.)

* I think you've been under a lot of pressure recently.
  (Bence/bana kalırsa son zamanlarda/günlerde çok baskı altında kaldın/üzerinde çok fazla baskı vardı.)

* I am under a lot of pressure to do well in school.
  (Okulda başarılı olmak için büyük baskı altında kalıyorum.)
  (Okulda başarılı olma konusu beni büyük baskı altına sokuyor.)


* The man is under a lot of pressure to go to work and to earn money for the family.
  (Erkekler aileleri için işe gidip para kazanmak için yoğun baskı altında oluyorlar/kalıyorlar.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder