English Expressions & Phrases
(it) doesn't hurt/never hurts to ask
= a phrase said when one asks a question, even when the answer is known to be no
to ask does not offend, there's no offence in asking
It isn't a sin to ask
= sormaktan zarar gelmez
sormak ayıp/günah değil ya
sormakla birşey kaybetmezsin
sormamaktansa sormak iyidir/daha iyidir
biliyordum hayır diyeceğini ama yine de bir sorayım/şansımı bir deneyeyim dedim
sordum da bir yerim eksilmedi ya
İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara
* If you don't ask, the answer is already "no." If you ask, there's a chance you'll get a "yes." It doesn't hurt to ask.
(Eğer sormazsan, cevap zaten hayırdır. Eğer sorarsan, eveti almak/duymak için bir şansın olur. Sormakla birşey kaybetmezsin/sormamaktansa sormak iyidir.)
* It never hurts to ask. The worst thing that can happen is you don’t get the answer you were hoping for, right?
(Sormaktan zarar gelmez. Olabilecek/yaşanabilecek en kötü şey, umduğun/beklediğin cevabı/yanıtı alamamak olur, öyle değil mi?)
* Today, however, I was reminded of why it never hurts to ask ... again.
(Bugün sormaktan niye zarar gelmezmiş, bir kez daha anladım.)
* It’s true what they say: It never hurts to ask.
(Ne kadar/çok doğru söylemişler/demişler: Sormaktan zarar gelmez/sormakla bir şey kaybetmezsin.)
* Sue: Can I have two of these?
(Bunlardan ikisini/iki tanesini alabilir miyim/alayım mı?)
Sally: Certainly not!
(Kesinlikle/hayatta olmaz.)
Sue: Well, it never hurts to ask.
(Pekala, isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara/biliyordum hayır diyeceğini ama yine de bir sorayım dedim.)
* John: Can I take some of these papers home with me?
(Bu evraklardan/belgelerden bir kısmını eve götürebilir miyim?)
Jane: No, you can't. You know that.
(Hayır götüremezsin. Biliyorsun bunu-ne diye soruyorsun-)
John: Well, it doesn't hurt to ask.
(Sormaktan zarar gelmez/sormak ayıp değil ya.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder