17 Ocak 2015 Cumartesi

İngilizce Deyimler ve İfadeler 58

English Expressions & Phrases


(it) doesn't hurt/never hurts to ask

= a phrase said when one asks a question, even when the answer is known to be no
    to ask does not offend, there's no offence in asking
    It isn't a sin to ask

= sormaktan zarar gelmez
    sormak ayıp/günah değil ya
    sormakla birşey kaybetmezsin
    sormamaktansa sormak iyidir/daha iyidir
    biliyordum hayır diyeceğini ama yine de bir sorayım/şansımı bir deneyeyim dedim
    sordum da bir yerim eksilmedi ya
    İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara



* If you don't ask, the answer is already "no." If you ask, there's a chance you'll get a "yes." It doesn't hurt to ask.
  (Eğer sormazsan, cevap zaten hayırdır. Eğer sorarsan, eveti almak/duymak için bir şansın olur. Sormakla birşey kaybetmezsin/sormamaktansa sormak iyidir.)

* It never hurts to ask. The worst thing that can happen is you don’t get the answer you were hoping for, right?
  (Sormaktan zarar gelmez. Olabilecek/yaşanabilecek en kötü şey, umduğun/beklediğin cevabı/yanıtı alamamak olur, öyle değil mi?)

* Today, however, I was reminded of why it never hurts to ask ... again.
  (Bugün sormaktan niye zarar gelmezmiş, bir kez daha anladım.)

* It’s true what they say: It never hurts to ask.
  (Ne kadar/çok doğru söylemişler/demişler: Sormaktan zarar gelmez/sormakla bir şey kaybetmezsin.)

* Sue: Can I have two of these?
  (Bunlardan ikisini/iki tanesini alabilir miyim/alayım mı?)
  Sally: Certainly not!
  (Kesinlikle/hayatta olmaz.)
  Sue: Well, it never hurts to ask.
  (Pekala, isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara/biliyordum hayır diyeceğini ama yine de bir sorayım dedim.)

* John: Can I take some of these papers home with me?
  (Bu evraklardan/belgelerden bir kısmını eve götürebilir miyim?)
  Jane: No, you can't. You know that.
  (Hayır götüremezsin. Biliyorsun bunu-ne diye soruyorsun-)
  John: Well, it doesn't hurt to ask.
  (Sormaktan zarar gelmez/sormak ayıp değil ya.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder