19 Ocak 2015 Pazartesi

İngilizce Ders 21

Eslfast Audio Listening
Sports

Dersimizin listening/dinleme parçasına bu linkten ulaşabilirsiniz.

Metni okumadan önce beş defa dinleyin. Metni kabataslak okuyup konu hakkında fikir sahibi olduktan sonra beş defa daha dinleyin. Metni İngilizce-Türkçe ve Türkçe-İngilizce çift yönlü kelime, sıfat-isim tamlaması ve edat takımlarının manalarını çıkararak okuyun. Cümle tercümelerini yapın. En son beş defa daha dinleyin.


DERSİN ÇÖZÜMÜ



Sports

1
A: Did you go to the basketball game on Friday?
Cuma günkü basketbol maçına gittin mi?
B: No, I couldn't make it.
Hayır gidemedim.
A: You missed a really good game.
Harika bir maçı kaçırdın.
B: Oh, really? Who won?
Oh gerçekten mi/hadi be? Kim kazandı?
A: Our school did. They played really well.
Bizim okul (takımı) kazandı. Çok iyi oynadılar.
B: Too bad I was busy. I really wanted to go.
Ne yazık ki/maalesef meşguldüm/işlerim vardı. Gitmeyi gerçekten/çok isterdim.
A: Yeah, you should have. It was really exciting.
Evet, gitsen iyi olurdu/yapardın. Çok heyecanlıydı/heyecanlı bir maçtı.
B: So what was the score?
Kaç kaç bitti?
A: The score was 101-98.
101-98 bitti.
B: Man, that was a really close game.
Dostum/adamım, kafa kafaya/çok çekişmeli bir maç olmuş/maç kafa kafaya geçmiş.
A: That's what made it so great.
Maç da zaten bu yüzden harikaydı/harika geçti.
B: I'll make sure and make it to the next one.
Bir dahaki maça mutlaka gitmeye çalışacağım.
Bir dahakini/bir dahaki maçı kaçırmamaya bakacağım.

2
A: Were you able to attend Friday night's basketball game?
Cuma geceki basketbol maçına gidebildin mi?
B: I was unable to make it.
Gidemedim/gitme imkanım olmadı.
A: You should have been there. It was intense.
Orada/maçta olmalıydın. Sıkı/gergin bir maçtı.
B: Is that right. Who ended up winning?
Öyle mi/hadi ya. Kim kazandı/galip bitirdi?
A: Our team was victorious.
Bizim takım kazandı/salondan zaferle ayrıldı.
B: I wish I was free that night. I'm kind of mad that I didn't go.
Keşke o gece müsait olsaydım/o gece müsait olmayı isterdim. Gidemediğim için biraz sinirliyim/canım sıkkın.
A: It was a great game.
Harika/çok güzel bir maçtı.
B: What was the score at the end of the game?
Maç kaç kaç sonuçlandı/bitti?
A: Our team won 101-98.
Bizim takım 101-98 kazandı.
B: Sounds like it was a close game.
Kafa kafaya/çok çekişmeli bir maçmış/maç olmuş gibi geliyor/duruyor.
A: That's the reason it was such a great game.
Bu yüzden zaten maç harikaydı/harika geçti.
B: The next game, I will definitely be there.
Bir dahaki maç kesinlikle oradayım/bir dahaki maçı kesinlikle /hayatta kaçırmam.

3
A: I was meaning to ask you if you saw the basketball game on Friday.
Cuma günkü basketbol maçını izleyip izlemediğini sormak istiyorum/merak ediyorum.
B: I wanted to go, but I couldn't.
Gitmek istiyordum ama gidemedim.
A: It was a great game.
Harika/çok güzel bir maçtı.
B: It's too bad that I couldn't make it. Who won?
Ne yazık ki/maalesef gidemedim. Kim kazandı?
A: Our team played hard and won.
Bizim takım güzel oynayıp/güzel bir oyunla kazandı.
B: I really wish I went to the game.
Maça gitmeyi/maçta olmayı çok isterdim.
A: It was the best game ever.
Gelmiş geçmiş en güzel/iyi maçımızdı/şu ana kadarki en güzel/iyi oynadığımız maçtı
B: So tell me the final score.
Maçın skorunu söylesene.
A: The other team lost by three points, 101-98.
Diğer takım üç sayıyla kaybetti, 101-98
B: It must've been a close game.
Desene kafaya kafaya bir maçtı/maç olmuş.
A: It really was. You should've gone.
Gerçekten öyleydi. Maça gidecektin/maçta olacaktın.
B: Hopefully, I'll make it to the next one.
İnşallah bir dahakine/bir dahaki maça gideceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder