English Expressions & Phrases
come down with something
= to become or to be sick with some illness
to start to suffer from an illness, especially one that is not serious
to get sick (with something)
to catch a virus
fall ill
= (birşey nedeniyle) hastalanmak/yatağa düşmek
bir hastalığa yakalanmak
hastalık kapmak
* Susan came down with a bad cold and had to cancel her trip.
(Susan çok kötü üşütünce/soğuk alınca/baya bir şifayı kapınca gezisini/seyahatini iptal etmek zorunda kaldı.)
* I didn't go to work because I came down with the flu.
(Grip olduğum/gribe yakalandığım için işe gitmedim.)
* Since the outbreak of measles, over 30 children have come down with the disease.
(Kızamık salgını dolayısıyla 30'un üzerinde çocuk hastalandı/hastalığa yakalandı.)
* I don't feel very well, I must be coming down with something.
(Kendimi iyi hissetmiyorum, anlaşılan hasta olmuşum/oldum.)
* The whole family came down with the flu.
(Bütün aile grip oldu/gribe yakalandı.)
* I think I'm coming down with flu.
(Sanırım/galiba grip oluyorum.)
* She came down with a virus.
(Bir virüse yakalanmış/bir virüs kapmış.)
* Oh that new disease is terrible. I hope I don't come down with it.
(Bu yeni hastalık çok berbat bir şey. İnşallah/umarım o hastalığa yakalanmam.)
* With a scratchy throat and a cough, it feels like I'm coming down with a cold.
(Boğaz gıcıklanması ve öksürük, öyle görünüyor ki/anlaşılan nezle olmuşum/üşütmüşüm/soğuk almışım.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder