English Expressions & Phrases
on second thought(s)
(US= on second thought, British: on second thoughts)
= say this when you change your decision
used when you want to change a decision you have made
a change of opinion after thinking about something again
having given something more thought; having reconsidered something
after reconsideration
= az önce verilmiş bir karardan vazgeçilince söylenir
ya da düşündüm de, yok yok vazgeçtim, kararımı değiştirdim
şimdi geldi aklıma
bir kez/bir daha/tekrar düşündüm de
yeniden/tekrar/bir daha düşününce, sonradan düşününce
daha iyi düşününce, iyice düşündükten sonra
* Let's meet at the library. On second thought, let's meet at the coffee shop because the library is closed.
(Kütüphanede buluşalım. Ya da düşündüm de/şimdi geldi aklıma/hatırladım, kütüphane kapalıdır, bu yüzden kafeteryada buluşalım.)
* On second thought, maybe you should sell your house and move into an apartment.
(Bir daha düşündüm de, belki de evini satıp bir daireye taşınman daha iyi olur.)
* I originally thought that it was a good idea, but on second thought I'm not so sure.
(Başta bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyordum, ama tekrar/iyice düşündükten sonra o kadar emin değilim/tereddütlerim/kaygılarım var.)
* On second thought, I don't think I'll go.
(Tekrar/bir daha düşündüm de, gideceğimi sanmıyorum.)
* On second thought, let's not go to a movie.
(Vazgeçtim/kararımı değiştirdim, sinemaya/film izlemeye gitmeyelim.)
* I thought I'd go to the movies, but on second thought I'd rather stay home.
(Sinemaya/film izlemeye gitmeyi düşünmüştüm/planlamıştım ama sonradan bir daha düşününce evde kalmayı tercih ettim/evde kalayım/dışarı çıkmayayım dedim.)
* On second thought we decided that it would be too expensive to fly, so we took a bus instead.
(Sonradan tekrar/iyice düşününce uçmanın/uçakla gitmenin aşırı pahalıya geleceği/patlayacağı sonucuna vardık, bu yüzden onun/uçakla gitmek yerine otobüse bindik, otobüsle gittik.)
* I'd like a cup of coffee, please - actually, on second thoughts, I'll have a beer.
(Bir fincan kahve alayım lütfen, ya da vazgeçtim/kalsın, bir bira alayım.)
* Mom: Do you want some more dinner?
(Anne: Biraz daha yemek ister misin?)
Son: No thank you.
(Oğul: Hayır teşekkür ederim)
Mom: Are you sure, you still look hungry?
(Anne: Emin misin, hala doymamış gibisin sanki?)
Son: Well, on second thought, yes I will have some more!
(Oğul: Tekrar düşündüm de, evet biraz daha yemek alacağım/yiyeceğim.)
* A: Would you like to go to the movies with me tonight?
(Bu gece benimle sinemaya gelmek ister misin?)
B: No, I think I’ll stay home.
(Hayır, sanırım evde kalacağım/evde kalmayı düşünüyorum.)
A: Are you sure? We’re going to see “The Hobbit.”
(Emin misin? Hobbit filmini izlemeye gideceğiz.)
B: Well, on second thought, yes I’ll go with you.
(Kararımı değiştirdim/düşündüm de, evet/tamam seninle geliyorum/geleceğim.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder