4 Ocak 2015 Pazar

İngilizce Deyimler ve İfadeler 47

English Expressions & Phrases


on second thought(s)
(US= on second thought, British: on second thoughts)

= say this when you change your decision
    used when you want to change a decision you have made
    a change of opinion after thinking about something again
    having given something more thought; having reconsidered something
    after reconsideration

= az önce verilmiş bir karardan vazgeçilince söylenir
    ya da düşündüm de, yok yok vazgeçtim, kararımı değiştirdim
    şimdi geldi aklıma
    bir kez/bir  daha/tekrar düşündüm de
    yeniden/tekrar/bir daha düşününce, sonradan düşününce
    daha iyi düşününce, iyice düşündükten sonra



* Let's meet at the library. On second thought, let's meet at the coffee shop because the library is closed.
  (Kütüphanede buluşalım. Ya da düşündüm de/şimdi geldi aklıma/hatırladım, kütüphane kapalıdır, bu yüzden kafeteryada buluşalım.)

* On second thought, maybe you should sell your house and move into an apartment.
  (Bir daha düşündüm de, belki de evini satıp bir daireye taşınman daha iyi olur.)

* I originally thought that it was a good idea, but on second thought I'm not so sure.
  (Başta bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyordum, ama tekrar/iyice düşündükten sonra o kadar emin değilim/tereddütlerim/kaygılarım var.)

* On second thought, I don't think I'll go.
  (Tekrar/bir daha düşündüm de, gideceğimi sanmıyorum.)

* On second thought, let's not go to a movie.
  (Vazgeçtim/kararımı değiştirdim, sinemaya/film izlemeye gitmeyelim.)

* I thought I'd go to the movies, but on second thought I'd rather stay home.
  (Sinemaya/film izlemeye gitmeyi düşünmüştüm/planlamıştım ama sonradan bir daha düşününce evde kalmayı tercih ettim/evde kalayım/dışarı çıkmayayım dedim.)

* On second thought we decided that it would be too expensive to fly, so we took a bus instead.
  (Sonradan tekrar/iyice düşününce uçmanın/uçakla gitmenin aşırı pahalıya geleceği/patlayacağı sonucuna vardık, bu yüzden onun/uçakla gitmek yerine otobüse bindik, otobüsle gittik.)

* I'd like a cup of coffee, please - actually, on second thoughts, I'll have a beer.
  (Bir fincan kahve alayım lütfen, ya da vazgeçtim/kalsın, bir bira alayım.)

* Mom: Do you want some more dinner?
  (Anne: Biraz daha yemek ister misin?)
  Son: No thank you.
  (Oğul: Hayır teşekkür ederim)
  Mom: Are you sure, you still look hungry?
  (Anne: Emin misin, hala doymamış gibisin sanki?)
  Son: Well, on second thought, yes I will have some more!
  (Oğul: Tekrar düşündüm de, evet biraz daha yemek alacağım/yiyeceğim.)

* A: Would you like to go to the movies with me tonight?
  (Bu gece benimle sinemaya gelmek ister misin?)
  B: No, I think I’ll stay home.
  (Hayır, sanırım evde kalacağım/evde kalmayı düşünüyorum.)
  A: Are you sure? We’re going to see “The Hobbit.”
  (Emin misin? Hobbit filmini izlemeye gideceğiz.)
  B: Well, on second thought, yes I’ll go with you.
  (Kararımı değiştirdim/düşündüm de, evet/tamam seninle geliyorum/geleceğim.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder