4 Haziran 2015 Perşembe

Günübirlik SİVAS

25 Mayıs 2015 Pazartesi

Pendik sahil yürüyüş ekimizi oluşturan Suat ve Serkan abilerimle birlikte planladığımız günübirlik bir geziydi Sivas turu...
Pendik sahil dar gelmeye başlamıştı anlaşılan onlara, özellikle Suat abime...
Bana gezmek için ısrar yapılır mı? Israra ne gerek var? Bana bahane verin yeter!

3 hafta öncesinden bileti alıp günü beklemeye başlamıştık.
Öncesinde Güneydoğu Anadolu turunda olmam sebebiyle Sivas için çok detaylı hazırlık yapamadım.

Sivas, tarihi çekim noktalarının yakın mesafelerde olduğu merkeziyle günübirlik çok rahat gezilebilecek bir yer.
Bayırı, merdiveni yok denecek kadar az. Bu sebeple çocuklu ailelerin çok rahat tercih edebilecekleri bir gezi noktası...

Uçak saatlerimiz sabah 06 ve dönüş gece 10 idi.
Yani sadece merkezle kalmaması gereken bir program yapabilirdim.
Bu sebeple Sivas merkez gezi programının yanısıra Kangal Balıklı Kaplıca ve Divriği ziyaretlerini de programa dahil ettim.

1 saat kadar süren rahat bir yolculuğun ardından Sivas'a indi uçağımız. Hava hafif soğuktu sabah saatlerinde. Zaten gün boyunca sağanak yağmur beklentisi vardı.
Havaalanından daha önce ayarladığımız (2015 Clio Dizel-90 TL) kiralık arabamızı alıp vakit geçirmeden Sivas merkeze doğru yola çıktık.
Sivas Nuri Demirağ Havaalanı…. Merkeze 25 km, yarım saat mesafede…

Havaalanına adı verilen Nuri Demirağ… TC demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerinden. İlk uçak fabrikamızın kurulmasına önderlik etmiş ve cumhuriyet devrinin ilk sayılı milyonerlerinden. Kardeşi Abdurrahman Naci Demirağ ile birlikte servetlerini Türkiye’nin sanayi kalkınmasında büyük işlere yatırmış ve iş hayatının yanında geniş ölçüde hayırsever insan olarak tanınmış bir kişi…

Arabamızı valilik meydanına yakın bir konumdaki 27 Haziran Öğretmenler Parkı önüne bırakıp kahvaltı için Güleryüz Lokantasının yolunu tutuyoruz. Burası özellikle kebapları ile meşhur. Hemen yakınındaki Lezzetçi lokantası ile sulu yemekleri ile meşhur. Bu iki lokanta da valiliğe çok yakın ve ayrıca Madımak Otelinin bulunduğu sokakla komşu...

Kahvaltımızı çorbayla yapıp gezimize başlıyoruz.
İlk olarak Valilik meydanına giriyoruz. Bugün MHP'nin mitingi varmış. Her yer bayraklarla dolu.
Valilik binası ve hemen karşısındaki tarihi güzel binasıyla Jandarma komutanlığı meydanın girişinde yer alıyor.
sağda vilayet, solda jandarma binası
 Ardından hemen caddenin sağındaki 4 Eylül Kongre Binasına doğru yürüyoruz. Sürpriz! Restore halinde...
Öncesinde Sivas lisesi olarak kullanılan bu yapı daha sonra müzeye dönüştürülmüş. Milli mücadelenin temellerinin atıldığı binada Sivas Kongresi yapılmış ve Atatürk bu binada birçok kez kalmış. Binanın zemin katında etnografı eserleri bulunmakta.


Kongre binasını arkanıza aldığınızda hemen önünüze Kale Cami çıkıyor.
Cami 1580 Osmanlı dönemi eseri… Caminin her iki yanında bulunan ve örneği az görülen iki taş dikkati çekmekte. Taşlardan birinin içi oyuk. Yapıldığı dönemlerde yardımlaşmanın önemini gösteren bu taşlara sadaka ve yitik taşı deniliyor.
Sadaka taşı, cami minaresinin altında, oyuk şeklinde. O dönemde sadaka vermek isteyenler, sadakalarını bu taşın içine yerleştirirlerdi. Sadakaların yerleştirilmesinde, özellikle gece yarısı zamanları seçilirdi. İhtiyaç sahipleri de, bu taşın içinden, yalnızca ihtiyaçları bulunduğu kadarını alırlardı.
Yitik taşı, cami avlusunun doğusunda. Kaybolan eşyalar bu taşın üzerinde teşhir edilir ve kaybedenlerin kayıp eşyalarını bulmaları sağlanırdı.


Kale Cainin avlusundan arka planda Buruciye Medresesi (solda Serkan ve sağda Suat abilerim)


 Buruciye Medresesi...Hacı Mes'ud Medresesi ismiyle de biliniyor. Kale Camiinin yanında… 1271 Anadolu Selçuklu dönemi…
Kale Camiinin külliyesine ait hamam kaıntılarının bulunduğu meydan ile Çifte Minareli Medrese ve ve Şifaiye Medresesi çok yakın konumdalar.
Çifte Minareli Medrese

solda Şifaiye, sağda Çifte Minareli Medrese

 Biz Buruciye medresesini geziyoruz ilk olarak. İçerisinde kafe ve hediyelik eşya dükkanları var.
 Ardından Sivas'ın sembolü Çifte Minareli Medreseye doğru yürüyoruz.
Medrese 1271 İlhanlılar dönemi eseri… Süslemeli taç kapısı ve tuğla-çini örgülü iki minaresi ile dikkati çekmekte. Medresenin mekânı yıkılmış, sadece doğu yönündeki minarelerin bulunduğu asıl cephesi ayakta kalmış.
Taç Kapısı, Anadolu’daki en yüksek taç yapılı Selçuklu kapısı…


Çifte Minareli Medrese içerisinde kafe bulunuyor.

 Çifte Minareli Medresenin hemen karşısında Şifaiye Medresesi yer alıyor.
1217 yapımı… Anadolu Selçuklu Devleti sultanı I. İzzeddin Keykavus tarafından inşa ettirilmiş. Bir darüşşifayı içeren bir külliye şeklinde yapılmış. 
Anadolu'daki Selçuklu Tıp sitelerinin ve hastanelerinin en büyük boyutlusu...
I. İzzeddin Keykavus'un türbesi de külliyenin içinde yer alıyor. 
Türbe kapısında “BİZ GENİŞ SARAYLARDAN DAR KABİRLERE ÇIKARILDIK. MALIM-MÜLKÜM BANA FAYDA VERMEDİ. SALTANATIM MAHVOLDU” yazmaktadır.


solda Çifte Minareli, ortada Kale Cami ve sağda Şifaiye Medresesi


 Ve Kale'ye doğru yürümeye başlıyoruz.
Kale deyince aklınıza bildiğiniz kale gelmesin. Bir zamanlar burada kale varmış. Şimdi ise hafif yüksekçe bir yerde içinde park ve kafeleriyle Sivas'i gözlemleyebileceğiniz bir yer...
Sivas Kalesinden Abdi Ağa Konağı....


 Kale'den inip tekrar geldiğimiz yöne doğru yürüyoruz. Bu sefer rotamızda Gökmedrese var. Ne yazık kı burası da restore halinde ve kapalı...
Asıl adı Sahibiye Medresesidir… Moğol saldırılarına tepki olarak Selçuklular tarafından 1271 yılında yapılmış. Eyliya Çelebi Kızıl Medrese diye söz etmiştir.
Adını, giriş eyvanının sağındaki mescidin ve iki yan eyvanın firuze/mavi renkli çinilerinden almış.
Çifte minareli taç kapısı ve kapının üzerindeki süslemeler, yapının en görkemli bölümüdür. Minareler 25 m uzunluğunda…
Medreseye girişte sağda mescidi bulunmakta.
Girişin solundaki kare planlı kubbeli oda ise Dar-ül Hadis bölümü.
İç avlunun ortasında Anadolu’daki en büyük Selçuklu havuzunun mermer kalıntıları bulunmakta.
Türklerin 12 hayvanlı takvim figürleri burada yer alıyor. Bu hayvanlar fare, sığır, pars, tavşan, ejder, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuzdur.


Yürümeye devam... Hedefte Ulu Camii var.
1197 Anadolu Selçuklu dönemi eseri bir camii…
Minarenin kapısı Camii içine açılmakta. Minarenin kaidesinde ve gövdesinde yıldırım çarpmasından oluşan boydan boya hasar mevcut.
Minare kendi eksenine göre 25 derece eğik… Meşhur minaresine 116 basamakla çıkılmakta…
Halk arasında Hz. Hızır (A.s.) Peygamberin Ulu Camii’yi ziyaret ettiğine inanılmakta…



 Sağ tarafa doğru yürüdüğümüzde Kurşunlu Hamamı ve Ahi Emir Ahmed Kümbetini görüyoruz. Hamam faal. Vaktimiz olsa da şöyle bir kese attırsak, Tokat'a yakın ne de olsa Sivas....
Bu iki tarihi eserin hemen ilerisinde de Sağır Berham Paşa hanı bulunuyor. Restore ediliyor. Butik otel olacakmış.
Ahi Emir Ahmed Kümbeti

Kurşunlu Hamamı

Berham Paşa Hanı
 Yürümeye devam... Halkın özellikle akşamları ve hafta sonları büyük rağbet gösterdikleri Aksu Deresi/Parkına geliyoruz.
Daha ileride meşhur Eğri Köprü var, ekip yorulduk deyince orayı gözden çıkarıyoruz.
Atatürk Bulvarını bu sefer karşı tarafından yürüyerek geri dönmeye başlıyoruz.
 Dikilitaş Cami ve meydanı... Sivas için önemli bir yer... Otobüs güzergahlarının kesiştiği ve Sivaslıların adres tarifi için çok kullandıkları bir nokta...

 Hemen ilerisinde Meydan Camii...
Osmanlı dönemi 1564… İçerisinde Anadolu’nun üç Şems’inden biri olan Şemsi Sivasî Hazretlerinin türbesi bulunuyor.
 Sivas'ın en büyük ve en işlek camilerinden biri Paşa Camii..
Aslında tarihi bir cami ama yangın sonrası yeniden yapılmış.
 Paşa Caminin hemen karşısındaki Taşhan'a giriyoruz. Güzel aslanlı çeşmesiyle ünlü bu handa kahve molası veriyoruz.


 Ve ülkemiz için karanlık ellerin devreye girdiği, basit bir gaza gelmenin çok ötesinde ele alınması gereken acı olayın yaşandığı Madımak Oteli....
Şu an Bilim ve Kültür Merkezi olarak hizmet veriyor bina...
Arabamızın bulunduğu parka varıyoruz tekrar. Sivas merkez gezimiz burada bitiyor.
Fena performans göstermemişiz. Aferin bize.
Yaklaşık 7 km yürümüşüz, yine yaklaşık 3 saatte...


Saat 12'ya yaklaşıyor. Acıktık. Arabamızı bıraktığımız parkın öbür tarafında yer alan Mis Kebap'ta yiyeceğiz yemeğimizi.
Burası hem döneri ile meşhur hem de Konkim Sivas'ta askerlik yaparken 1989 senesinde burada yediği döneri unutamadığını bana defalarca söylediğinden onun anısını canlandırmış olacağım.
İçerisi tıka basa dolu... Boşuna meşhur olmamış. Çok lezzetli bir döner yiyoruz.
Fazla yiyemiyoruz çünkü meşhur Sivas Köftesi de yiyeceğiz.
 Sivas köftesi için meşhur Kirli Ahmet'i seçmiştim. Ülkenin bir çok yerinde şubesi de var.
Arabamızı alıp yola koyuluyoruz.
Sanayi sitesinin kenarında, Toptancılar caddesi, Ankara yolunun başlangıç noktasında… otogara yakın…
El arabasıyla başlamış mesleğe. Önlüğü kirlendiği için bu ismi almış.
Belki aç olmadığımızdan, çok sevemedik köftesini...
Saat öğlen 12 buçuk gibiyken yola koyuluyoruz. Hedef Kangal Balıklı Kaplıca...
Sivas'a 90 km mesafede Kangal. Yılanlı Çermik olarak da biliniyor. Kangal İlçesine 13 km mesafedeki Hamam Deresi (Topardıç Deresi) vadisinde yer alıyor.

Ulaş üzerinden gidiyoruz. 2'ye doğru kaplıcaya varıyoruz.
Normal giriş ücreti kişi başı 10 TL. Tedavi havuzları 50 TL...
Normal giriş yapıp doğru öğle namazı için mescide gidiyoruz.
Abdesthane perişan... Namazımı kılıp havuza doğru yürüyoruz.
Havuzda çok az balık var. Bizi dereye yönlendiriyorlar. Dere balık kaynıyor.
Balıkların dişi yok…Dudakları ile emiyorlar yaralı, mantarlı bölgeyi...
Acayip bir duygu... Alışana kadar zorlanıyor insan.
Ben çok huyluyum, üç beş denemede başaramıyorum. Balıklar her ayağıma dokunduklarında basıyorum kahkahayı...
Serkan ve Suat abi balıkların tadını çıkarıyor. Balıklar da onların ayaklarının...

 Daha sonra 10 dakika kadar havuzda yüzüp ayrılıyoruz Kangal'dan...
Hedef Divriği...
Balıklı kaplıcadan 85 km-arabayla 1 saat 45 dakika-Mürsel üzerinden gidiyoruz. Yol yer yer çok kötü ve çalışmalar var.
Divriği ilginç bir ilçe...
Sivas’ın en büyük ilçesi…
Türkiye’nin ilk kaymakamlığı Divriği’de kurulmuş. İlk “Sivil Havacılık Okulu” Divriği’de öğrenime açılmış. Bunların yanında Türkiye nüfusuna göre en çok memur, politikacı, öğretim üyesi, asker, sanayici ve iş adamı yetiştiren yer, Divriği olmuş.

Ama bizi bu kadar yol aldıran esas neden Unesco listesine girmiş olan Ulu Cami ve Daruşşifası...
Eser gerçekten çok heybetli ve etkileyici...
Taş işçiliği muhteşem… Unesco listesinde… 1228 Mengücekoğulları dönemi eseri…
Iğımbat Dağının eteğinde olup Ulu Cami’ye geniş bir görüntü kazandırmış. 
Caminin en güzel tarafı kapılarda ve sütunlarda işlenmiş olan motiflerdir.
Güneş caminin giriş kapısına vurduğu zaman, giriş kısmında oluşan gölge “namaz kılan bir adam gölgesi” olarak gayet belirgin bir şekilde oluşuyor. 
Bitişiğinde Daruşşifa var. Bu darüşşifa, dünyanın ilk tıp fakültesi olarak kabul edilmekte.









 İkindi namazımızı vaktinde cemaatle Ulu Camide kılıyoruz. Bu kadar ziyaretçi çeken bir yer ama topu topu 5 kişiyiz imamdan hariç...
Girişteki hediyelik eşya satan abimiz gayet hızlı ama harika bir şekilde anlatıyor bize eseri..
Etkilenmemek mümkün değil.. Detayları dinledikçe ağzımız açık kalıyor.
Sonuç: Mimar olan Serkan abimiz diploması yırtmaya karar veriyor. Yolda zor ikna ediyoruz.
Şaka bir yana gerçekten bu eser mutlaka görülmeli ve detaylı bir şekilde incelenmeli...

Tekrar dönüşteyiz. Bizi bekleyen uzun bir yol var. Zara yolunun daha bozuk olduğu bilgisinden ötürü aynı yolu kullanarak döneceğiz geriye.
Dönüşte Kangal'da köpek heykelini fotoğraflıyoruz.
Kangal köpeği ile meşhur...
Bu köpekler asaleti ve sadakati ile ünlü…  En büyük özelliklerinden biri de kurt boğmalarıdır.
Kan asaletine çok bağlıdırlar. Serbestken bile başka bir köpekle çiftleşmezler.
Sivas'a varıp aynı yere arabamızı tekrar park ediyoruz. Bu sefer döneri rahat rahat yiyeceğiz. Doya doya Mis Kebap'ta dönerimizi yiyoruz.
Akşam namazı için Kale Camiine yetişiyoruz cemaate.
Şifaiye medresesinde havuz başında bir çay içip hediyelik eşya magnet alıp havaalanı yoluna koyuluyoruz.
Arabamızı teslip edip içeri girdiğimizde uçağımızın yarım saat rötar yaptığını öğreniyoruz. Mescitte yatsı namazımızı kılıyoruz.
Yorgunluk çöküyor üçümüze de. Gitsek de kavuşsak sevdiklerimize ve yatağımıza.

Günün özeti:
1- Tek başına Divriği bile Sivas'a gelmeye değer.
2- Bu grup daha çok gezer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder