15 Şubat 2015 Pazar

İngilizce Deyimler ve İfadeler 78

English Expressions & Phrases

x caused y / y was caused by x

= x made y happen / y happened because of x
    When one thing (Event A) causes another thing (Event B), you can say "(Event B) was caused by (Event A)".

= ...ya yol açmak/neden olmak, sebep olmak
    ...dan kaynaklanmak/ileri gelmek



* A: Maybe a broken pipe caused the problem.
  (Patlak/kırık bir boru arızaya yol açmış/neden olmuş olabilir.)
  B: That's right. The problem was caused by a broken pipe.
  (Doğru/haklısın. Arıza patlak/kırık bir borudan kaynaklanmış.)

* A: What caused the delay?
  (Gecikmeye ne yol açtı/neden oldu/gecikme neyden kaynaklandı?)
  B: Heavy rain caused the delay.
  (Aşırı yağmur/yağış gecikmeye neden oldu/yol açtı/gecikmeye aşırı yağmur yol açtı/neden oldu.)
  (Gecikme aşırı yağıştan kaynaklandı.)


* A: The goods are damaged!
  (Mallar zarar görmüş/hasar almış.)
  B: The damage was caused by the shipping department.
  (Zarar/hasar nakliye departmanından kaynaklanıyor/zarara/hasara nakliye departmanı yol açtı/neden oldu.)

*  Who caused this mess?
  (Bu karışıklığa/karmaşaya kim sebep oldu/Bu karışıklık/karmaşa kimden kaynaklanıyor?)

* The collision between the ships was caused by fog.
  (Gemilerin çarpışmasına sis yol açtı/neden oldu.)
  (Gemilerin çarpışması sis yüzünden oldu/gerçekleşti/meydana geldi.)


* You caused this.
  (Buna sen sebep oldun/bunun sorumlusu sensin/bu senin başından çıktı.)

* What caused the breach between the two brothers?
  (İki kardeşin arasının bozulmasına/açılması ne neden oldu/yol açtı?)
  (İki kardeşin arasını ne bozdu/açtı/iki kardeşin arası neden bozuldu/açıldı?)


* The fire caused a panic in the theater.
  (Yangın tiyatroda paniğe neden/sebep oldu/yol açtı.)
  (Yangın sebebiyle/yangından ötürü tiyatroda panik meydana geldi/yaşandı.)


* Heavy snowfall caused traffic chaos.
  (Ağır/yoğun kar yağışı trafik kargaşasına sebep oldu/trafikte karmaşaya yol açtı/neden oldu.)
  (Yoğun kar yağışı yüzünden/sebebiyle trafikte kargaşa meydana geldi/yaşandı.)


* The drop in productivity was caused by inefficient work practices.
  (Üretimdeki düşüşe verimsiz çalışma uygulamaları sebep oldu.)
  (Üretimdeki düşüş verimsiz çalışma uygulamalarından kaynaklanıyor/dolayı meydana geldi.)


* Many accidents are caused by careless driving.
  (Bir çok/çoğu kazaya dikkatsiz araba kullanmak neden oluyor.)
  (Bir çok/çoğu kaza dikkatsiz araba kullanmaktan dolayı/ötürü meydana geliyor/yaşanıyor.)
  (Çoğu kazanın sebebi/nedeni dikkatsiz araba kullanımıdır.)


* Many of his physical problems were really caused by a poor diet when he was a child.
  (Fiziksel problemlerinin çoğu/büyük bölümü çocukken yetersiz beslenmesinden kaynaklanıyor/ileri geliyor.)
  (Fiziksel problemlerinin çoğuna çocukken yetersiz beslenmesi neden olmuş/yol açmış.)


* Police believe that the fire was caused by a break in the gas line.
  (Polis yangına gaz hattındaki bir çatlağın sebep olduğuna/yol açtığına inanıyor.)
  (Polis yangının gaz hattındaki bir çatlaktan kaynaklandığına inanıyor.)


* Authorities are investigating what caused the crash.
  (Yetkililer kazaya/çarpışmaya neyin neden olduğunu/yol açtığını araştırıyorlar.)
  (Yetkililer kazanın neden yaşandığını/neyden kaynaklandığını araştırıyorlar.)


* Climate change is real and it's caused by humans.
  (İklim değişikliği gerçektir/bir hakikattir ve bu insanlardan kaynaklanmaktadır.)
  (İklim değişikliği gerçektir ve buna insanlar neden olmaktadır/yol açmaktadır.)
  (İklim değişikliği gerçektir/bir hakikattir ve bunun müsebbibi/sorumlusu insanlardır.)


* Toil and worry caused his health to break down.
  (Çok çalışmak ve endişe onun sağlığının bozulmasına neden oldu/yol açtı.)

* Famine caused great distress among the people.
  (Kıtlık insanlar arasında büyük sıkıntıya yol açtı/neden oldu.)

* The heavy rains caused the river to flood.
  (Aşırı yağmurlar/yağışlar nehrin taşmasına yol açtı/neden oldu.)

* Some diseases are caused by a defective gene.
  (Bazı/bir takım hastalıkların sebebi/nedeni kusurlu/bozuk/sorunlu gendir.)
  (Bazı/bir takım hastalıklar kusurlu/bozuk genden kaynaklanmaktadır/kaynaklanır/ileri gelmektedir/ileri gelir.)


* That disease is caused by bacteria.
  (Bu hastalık bakterilerden kaynaklanmaktadır.)
  (Bu hastalığa bakteriler sebep/neden olmaktadır/yol açmaktadır.)


* It is a complete mystery what caused the accident.
  (Kazaya neyin yol açtığı/sebep olduğu/kazanın neyden kaynaklandığı tam bir sır/muamma.)

* The earthquake caused widespread damage.
  (Deprem geniş çapta bir hasara yol açtı/neden oldu.)
  (Deprem nedeniyle geniş çapta bir hasar meydana geldi.)


* The recession caused many businesses to close.
  (Resesyon/durgunluk çok sayıda işletmenin/işyerinin kapanmasına neden oldu.)
  (Resesyon/durgunluk sebebiyle bir çok işletme/işyeri kapandı.)


* The power outage was caused by a squirrel.
  (Elektrik kesintisine bir sincap neden oldu.)

* What was it that caused you to change your mind?
  (Fikrini değiştirmene sebep olan neydi/ne neden oldu?)
  (Neyden dolayı fikrini değiştirdin?)


* The snow caused me to miss the train.
  (Kar yüzünden treni kaçırdım.)

* It transpired that fire was caused by a careless smoker.
  (Yangına dikkatsiz/ihmalkar/düşüncesiz/sorumsuz bir sigara içicisinin sebep/neden olduğu ortaya çıktı.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder