23 Şubat 2015 Pazartesi

İngilizce Ders 36

Eslfast Audio Listening
Ending a conversation


Dersimizin listening/dinleme parçasına bu linkten ulaşabilirsiniz.

Metni okumadan önce beş defa dinleyin. Metni kabataslak okuyup konu hakkında fikir sahibi olduktan sonra beş defa daha dinleyin. Metni İngilizce-Türkçe ve Türkçe-İngilizce çift yönlü kelime, sıfat-isim tamlaması ve edat takımlarının manalarını çıkararak okuyun. Cümle tercümelerini yapın. En son beş defa daha dinleyin.


DERSİN ÇÖZÜMÜ



Ending a conversation
(Konuşmayı/görüşmeyi/sohbeti sonlandırma)

1
A: It was nice talking to you.
(Seninle konuşmak güzeldi.)
B: Why are you trying to rush me off the phone?
(Niye telefonu kapatayım diye acele ettiriyorsun/niye sıkboğaz ediyorsun?)
A: I really have to go.
(Gerçekten kapatmam lazım.)
B: Why? I still wanted to talk to you.
(Neden? Ben seninle daha konuşmak istiyordum.)
A: I have things to do.
(Yapacak işlerim var.)
B: Like what?
(Ne gibi/mesela ne?)
A: Don't be nosey.
(Meraklı biri olma/amma da meraklısın.)
B: I'm not. I just want to know.
(Meraklı biri değilim/merak ettiğim yok. Sadece bilmek/öğrenmek istiyorum.)
A: Well, it's really none of your business.
(Ne işim olduğu seni ilgilendirmez.)
B: That's harsh.
(Çok kırıcısın/kabasın/bu ağır oldu/kırıcı oluyorsun/kabalık ediyorsun.)
A: I'm sorry, but I have to go.
(Kusura bakma, ama kapatmam gerekiyor.)
B: Fine.
(Pekala/tamam.)

2
A: I've enjoyed conversing with you.
(Seninle konuşmak güzeldi.)
B: Is there a reason why you're trying to get off the phone so fast?
(Niye telefonu bu kadar çabuk kapatmaya çalışıyorsun?)
A: I've got to go.
(Kapatmam gerekiyor.)
B: I wasn't done talking to you.
(seninle konuşmam bitmedi/konuşmamı bitirmedim. Seninle daha konuşacaklarım var.)
A: I have to do some things, and besides, it's not polite to be nosey.
(Yapmam gereken bazı işlerim var, hem/ve ayrıca, meraklı biri olman/başkasının işine burnunu sokman hiç hoş değil/olmuyor.)
B: I'm not being nosey. I'm just asking.
(Merak ettiğim yok. Sadece soruyorum/sordum.)
A: I really don't think it's any of your business.
(Seni ilgilendirdiğini hiç sanmıyorum/bence seni hiç ilgilendirmez.)
B: That's not nice.
(Hiç hoş olmadı bu/biraz kibar olabilirsin.)
A: I apologize, but I'm getting off the phone now.
(Özür dilerim/kusura bakma, ama artık telefonu kapatıyorum/kapatacağım.)
B: Okay.
(Tamam/pekala.)

3
A: I'll talk to you later.
(-Daha- sonra konuşuruz.)
B: What's the rush?
(Bu acele niye/acelen ne/arkandan kovalayan mı var/niye sıkboğaz ediyorsun?)
A: I have to get off the phone now.
(Artık/şuan telefonu kapatmam lazım.)
B: I'm not ready to get off the phone with you.
(Ben telefonu kapatmak istemiyorum.)
A: There are other things I need to take care of.
(İlgilenmem/bakmam/yapmam gereken başka şeyler/işler var.)
B: What is it that you need to do?
(Yapman gereken şey/iş ne ki?)
A: Please don't be nosey.
(Lütfen meraklı biri olma/meraklı Melahat olma.)
B: I'm not being nosey, it's just a question.
(merak ettiğim yok, basit/yalnızca bir soruydu.)
A: You don't need to worry about that.
(merak/dert etmene gerek yok/merak/dert edecek bir şey yok.)
B: That was mean to say.
(Bu hiç hoş olmadı/bu ağır oldu/kabalık ettin/kırıcı oldun/biraz kibar olabilirsin.)
A: I am very sorry, but I must go.
(Çok üzgünüm ama kapatmam lazım.)
B: I guess.
(Tahmin edebiliyorum/tabi tabi/öyledir tabi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder