12 Şubat 2015 Perşembe

İngilizce Deyimler ve İfadeler 77

English Expressions & Phrases


I'm positive

= I'm sure %100
    without any question, sure
    I’m a hundred percent certain
= Yüzde yüz eminim
    kesinlikle, hiç şüphem yok



* I'm positive we will reach there on time.
  (Oraya vaktinde/zamanında varacağımıza/ulaşacağımıza eminim.)
  (Oraya zamanında/vaktinde ulaşacağımızdan hiç/zerre kadar şüphem/kuşkum yok.)


* I'm positive I have seen you here before.
  (Seni daha önce gördüğüme kesinlikle eminim.)

* I’m positive he’s right.
  (Kesinlikle o haklı/Onun haklı olduğuna kesinlikle eminim.)

* Nobody's said hello yet, but I'm positive I have the right number.
  (Henüz kimse telefona cevap vermedi/bakmadı/telefona henüz bakan olmadı ama doğru numarayı aradığımdan eminim.)

* I am positive that he will come soon.
  (Birazdan burada olacağından yüzde yüz eminim.)

* I know that you can't, and I'm positive that you won't.
  (Biliyorum ki yapamazsın ve yapmayacağından da yüzde yüzde eminim.)

* I’m positive that this almost derelict building will immediately bring a zealous energy into the cultural and artistic life of the city, thanks to its central location in Beyoğlu and the synergy thousands of members would create.
  (Binlerce üye acentenin de katacağı sinerji ile bugüne kadar neredeyse metruk duran bu binanın İstanbul’un ve Beyoğlu’nun en merkezi noktasında bulunmasının getireceği avantajlarla hemen kentin kültür, sanat ve turizm yaşamına en aktif şekilde gireceğinden eminim.)

* A: There's a mouse in the corner!
  (Köşede bir fare var!)
  B: Are you sure?
  (Emin misin?)
  A: I'm positive!
  (Kesinlikle!)

* A: Under the new regulations, you don’t have to get a tax number.
  (Yeni yönetmeliğe/kurallara/düzenlemelere göre, vergi numarası almanız/alınması zorunlu değil.)
  B: Are you sure? Because this form I have to fill out has a slot where I have to write my tax number.
  (Emin misin-iz? Çünkü doldurmak zorunda olduğum bu formda vergi numaramı yazmam gereken bir bölüm/alan var.)
  A: I’m positive. Your tax number is the same as your citizenship number.
  (Kesinlikle eminim. Vergi numaranız vatandaşlık numaranız ile aynı/vatandaşlık numaranız vergi numaranız yerine geçiyor.)

* A: I can't find the key.
  (Anahtarı bulamıyorum.)
  B: Are you sure you left it on the table?
  (Masaya koyduğuna/bıraktığına emin misin?)
  A: I'm positive. I remember putting it there.
  (Yüzde yüz eminim. Oraya koyduğumu hatırlıyorum.)

* A: Mr. Jackson still hasn't received my letter.
  (Mektubum hala Bay Jackson'a ulaşmamış.)
  B: Are you sure you sent it?
  (Gönderdiğine emin misin?)
  A: I'm not positive, but I think so.
  (Yüzde yüz emin değilim, ama gönderdim sanıyorum.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder