11 Şubat 2015 Çarşamba

İngilizce Deyimler ve İfadeler 76

English Expressions & Phrases
do up (2)


= close or fasten clothes, etc.

= düğmelerini vb iliklemek
    önünü/fermuarını kapatmak/kapamak
    bağlamak, kopçasını vb takmak



* You don’t need to do up the top button.
  (En üsteki düğmeyi iliklemene/iliklemenize gerek yok/iliklemen/iliklemeniz gerekmiyor.)

* Jack! Do up your jacket before you go out. It's absolutely freezing today.
  (Jack! Dışarı çıkmadan önce ceketinin/montunun önünü kapa. Hava bugün aşırı soğuk/kelimenin tam anlamıyla buz gibi.)

* When it's cold, I do up all my coat buttons to keep warm.
  (Hava soğukken sıcak tutması için/sıcak tutsun diye paltomun/kabanımın bütün düğmelerini iliklerim/ilikliyorum.)

* Don't forget to do up your fly after you go to the toilet.
  (Tuvalete gittikten sonra/tuvaletten çıktıktan sonra pantolonunun fermuarlarını kapamayı unutma.)

* I can't do up my shirt. The button is missing.
  (Gömleğimi-n önünü- kapatamıyorum/-düğmelerini- ilikleyemiyorum. Düğme atlıyorum/kaydırıyorum.)

* My four year old son learnt how to do up his shoelaces.
  (Dört yaşındaki oğlum ayakkabılarını bağlamayı öğrendi.)

* Do your shoes/laces up before you trip over them.
  (Takılıp düşmeden önce ayakkabılarını/bağcıklarını bağla.)

* Do up your shoelaces or you might fall.
  (Bağcıklarını bağla, yoksa düşebilirsin.)

* Before you go out, make sure you do up your fly.
  (Evden/Dışarı çıkmadan önce pantolonunun fermuarını çektiğinden/kapadığından/dükkanlarını kapadığından emin ol.)
  (Evden/Dışarı çıkmadan önce pantolonunun fermuarının/dükkanlarının kapalı olup olmadığını kontrol et.)

* Dave, do up your zip, your fly is open.
  (Dave, fermuarını çek/kapa, dükkanların açık kalmış.)

* These trousers must have shrunk - I can't do them up.
  (Bu pantolon çekmiş/küçülmüş olmalı/galiba, fermuarını kapatamıyorum/çekemiyorum.)

* Help me do up this zipper.
  (Bu fermuarı çekmeme/kapatmama yardım et.)
  (Yardım et de bu fermuarı çekeyim/kapatayım.)


* Do up your skate laces, please. I will help you tie them.
  (Pateninizin bağcıklarını bağlayın lütfen. Onları bağlamanıza yardım edeceğim/yardımcı olacağım.)

* Can you do the zip up for me, please? I can't do it myself.
  (Benim yerime fermuarı çekebilir misin, lütfen? Kendim yapamıyorum.)

* Help me do up the buttons on my dress, I can't reach them.
  (Elbisemin düğmelerini iliklememe yardım et, ulaşamıyorum/erişemiyorum ben/elim uzanamıyor benim.)

* This skirt does up at the back.
  (Bu etek arkadan fermuarlanıyor/bu arkadan fermuarlı bir etek.)

* James, do up your shoelaces please. You'll fall over otherwise.
  (James, bağcıklarını bağla lütfen/ne olur. Takılıp düşeceksin yoksa.)

* Don't forget to do up your coat; it's quite chilly outside.
  (Paltonun/kabanının önünü kapamayı/iliklemeyi unutma, dışarısı baya serin/soğuk.)

* Would you mind doing up my dress for me? Thank you.
  (Elbisemin fermuarını çekebilir misin? Teşekkürler.)

* Do you think I should do these shirt buttons up, or leave them undone?
  (Sence bu gömleğin düğmelerini ilikleyeyim mi yoksa öylece mi bırakayım?)
  (Ne dersin, bu gömleğin önünü kapatayım mı yoksa önü açık mı kalsın?)


* Can you help me to do up my dress?
  (Elbisemin fermuarını çekmeme yardım eder misin?)

* Your buttons are undone. Please do them up.
  (Düğmelerin iliklenmemiş/açık kalmış. Lütfen ilikle onları.)

* Elisabeth did up the childrens' seatbelts for them.
  (Elisabeth çocukların emniyet kemerlerini taktı/bağladı.)

* You must do up your safety belt in the back of cars and taxis now.
  (Artık araba ve taksilerin arka koltuğunda emniyet kemerlerinin takılması/bağlanması zorunludur.)

* Ladies and gentleman please do up your seatbelts.
  (Bayanlar ve baylar, lütfen emniyet kemerlerinizi bağlayınız/takınız.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder