Take your pick.
= Choose what you want.
choose one, say which one you prefer
used when you are offering the other person items for them to make a choice
= seç birini/bir tane, seç bakalım birini
dilediğini/istediğini seç
hangisini istersin/istiyorsun, hangisini/hangisinden vereyim/alırsın
* We've got tea, coffee, or hot chocolate – take your pick.
(Çayımız, kahvemiz ve sıcak çikolatamız var. Seçin birini/hangisinden istersiniz?)
* Take your pick from the wide variety of styles available.
(Mevcut/hazırda bulunan çok sayıdaki çeşitten birini seçin.)
* You can take your pick of any dessert on the cart.
(Servis arabası üzerindeki tatlılardan dilediğinizi/istediğini seçebilirsiniz.)
* You can have Coke or Pepsi. Take your pick.
(Kola ya da Pepsi alabilirsiniz/Sadece Kola ile Pepsimiz var. Hangisini istersiniz?)
* The shirts come in five different colours - just take your pick.
(Gömleğin beş farklı rengi var/bulunuyor, istediğinizi/dilediğinizi seçin/birini seçin.)
* A: You have lots of colours of this car to choose, so take your pick.
(Bu arabanın seçebileceğiniz bir sürü rengi var, birini seçin.)
B: I'll take the pink one.
(Pembe renginden/renkli olanından alacağım/alıyorum.)
* A: Why didn't John notice that he was stealing from the company?
(John, onun şirketten para çaldığını nasıl anlamamış/çaldığının nasıl farkına varmamış?)
B: John is either stupid or blind. Take your pick.
(John aptal mı desem, kör mü desem/John ya aptalın teki ya da körün biri. Sen seç/söyle/karar ver artık.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder