3 Temmuz 2015 Cuma

İngilizce Deyimler ve İfadeler 101

ahead of /behind / on schedule


= faster/earlier than planned
    as planned
    slower/later than planned

= plandan/programdan/planlanandan/mutabık kalınan/kararlaştırılan/normal zamandan önce/önde/ilerisinde/erken
    vaktinde, planlandığı/kararlaştırılan/mutabık kalınan vakitte, normal vaktinde, tam zamanında
    takvimin/programın/planlananın gerisinde, mutabık kalınan/anlaşılan vaktin gerisinde





* Construction was completed ahead of schedule and the road was re-opened.
  (İnşaat planlanandan daha erken tamamlandı ve yol tekrar açıldı/hizmete girdi.)
  (İnşaası normal vaktinden önce biten yol tekrar açıldı/hizmete girdi.)

* I am terribly behind schedule. I plan to finish my report during this week.
  (Programın çok ama çok gerisindeyim. Raporumu bu hafta içinde bitirmeyi planlıyorum.)

* The project is behind schedule because several people are off sick.
  (Proje/iş, birkaç kişi hasta olduğu/hastalandığı için gecikmiş durumda/takvimin/programın/planın gerisinde kaldı.)

* The train is behind schedule.
  (Tren gecikti/rötar yaptı/vaktinde kalkmadı/gelmedi/ulaşmadı.)

* The opening ceremony took place on schedule.
  (Açılış töreni duyrulduğu/ilan edildiği/açıklanan/duyurulan vakitte/saatte gerçekleşti/gerçekleştirildi.)

* The project's progress was ahead of schedule.
  (Projenin ilerleyişi planlandığından daha hızlı oldu.)

* The lecture started on schedule.
  (Konferans/ders vaktinde/zamanında başladı.)

* I want to be able to finish the job ahead of schedule.
  (İşi planlanan vaktinden daha önce/erken bitirebilmek istiyorum.)

* They finished the project on schedule.
  (Projeyi programa göre/vaktinde bitirdiler/tamamladılar.)

* The sale will help us to repay the loan ahead of schedule.
  (İndirim, borcumuzu daha erken ödememizi/kapatmamızı kolaylaştıracak/ödememize/kapatmamıza yardımcı olacak/yarayacak.)

* Projects are behind schedule and in the red.
  (Projeler/işler programın gerisinde/gecikmiş ve durmuş durumda.)

* The project is progressing on schedule.
  (Proje planlandığı gibi/takvime uygun olarak ilerliyor.)

* The train arrived ten minutes behind schedule.
  (Tren vaktinden/normalden 10 dakika geç geldi/ulaştı/vardı.)
  (Tren on dakika rötarla vardı/ulaştı/geldi.)

* We landed at Ankara a little behind schedule.
  (Ankara'ya biraz rötarlı/az bir gecikmeyle indik.)
  (Uçağımız Ankara'ya az bir gecikmeyle indi/vardı.)

* It opened on December 16, 2005, eight months ahead of schedule.
  (Planlanandan/normal vaktinden 8 ay önce, 2005 yılı 16 Aralık günü açıldı.)

* It was built seven months ahead of schedule, at a cost much lower than the original estimate.
  (İlk/başlangıçtaki tahminden daha düşük bir maliyetle planlanan süreden yedi ay daha erken bir sürede inşa edildi.)

* Ellen gets a message from Richard that he is leaving town ahead of schedule.
  (Ellen, Richard'dan şehirden erken ayrıldığı/ayrılacağı mesajını/notunu alır.)

* The tunnel project is now 18 months behind schedule.
  (Tünel projesi/inşaası şu an planlananın 18 ay gerisinde.)

* At one point, things were so far behind schedule that the International Olympic Committee (IOC) threatened to move the Games elsewhere.
  (Bir ara, çalışmalar programın o kadar gerisinde kalmıştı ki, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Oyunları başka bir ülkeye/kente vermekle tehdit etmişti.)

* We expect the building work to be completed ahead of schedule.
  (İnşaat işinin/inşaatın planlanandan daha erken/önce bitmesini/tamamlanmasını bekliyoruz/tamamlanacağını umuyoruz/tahmin ediyoruz.)

* Filming began on schedule.
  (Çekimler tam vaktinde/planlanan vakitte başladı/Çekimlere tam vaktinde/zamanında başlandı.)

* The project is behind schedule by six months.
  (Proje altı ay gecikmiş durumda/Projede programın/takvimin altı ay gerisindeyiz/gerisinde kalındı.)
  (Projede programa/takvime göre altı ay gecikmiş durumdayız.)

* Please drive faster. We are behind schedule.
  (Lütfen daha hızlı sür. Geç kaldık.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder