31 Temmuz 2015 Cuma

İngilizce Deyimler ve İfadeler 122

Good call.

= Good thinking! Good decision!
    That was a good decision. You made the correct decision.
    saying that the other person made a good decision or a smart observation
    Used to express approval (or criticism) of a person’s decision or suggestion
    standard reply to something agreeable or satisfactory

= iyi düşünmüşsün, iyi yapmışsın
    iyi/yerinde bir karar, akıllıca bir karar/seçim/düşünce
    iyi dedin/düşündün valla



* Chinese takeout? Good call!
  (Çin yemeği mi söyledin/sipariş ettin? İyi düşünmüşsün.)

* So you asked her to leave? Good call!
  (Demek ona gitmesini söyledin ha? İyi yapmışsın.)

* You and your friend are trying to decide whether to go to the mall or to the movies.
  (Arkadaşınla sen alışveriş merkezine mi yoksa sinemaya mı gidelim diye karar vermeye çalışıyorsunuz.)
  Your friend: Let’s go to the mall – they’re having a big sale this weekend. We can go to the movies anytime.
  (Arkadaşın: Alışveriş merkezine gidelim, bu haftasonu büyük indirim var. Sinemaya her zaman gidebiliriz.)
  You: Good call.
  (Sen: İyi düşündün valla.)

* A: Let's go and get wasted.
  (Hadi gidip kafaları çekelim/bir güzel içelim.)
  B: Good call.
  (İyi düşündün/dedin valla.)

* A: You dated her?" (looking at the picture)
  (-Resme/fotoğrafa bakarak- bu kızla mı buluştun/çıktın?)
  B: No, actually I stood her up.
  (Hayır, doğrusu ektim onu/randevuya gitmedim.)
  A: Good call. Not enough beer in the world would make her look good.
  (İyi yapmışsın. Ne kadar bira içersen iç bu kız gözüne yine de güzel gelmez/görünmez.)
  (İyi yapmışsın. Çok çirkin bir kızmış be.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder