30 Temmuz 2015 Perşembe

İngilizce Deyimler ve İfadeler 118

I'll say.

= I totally agree with what you said
    saying yes in a very definite way
    used to show that you strongly agree with what the other person says
    used to indicate emphatic agreement
    you can say that again,  you said it

= kesinlikle, aynen, evet hem de çok ...
    sana tamamen katılıyorum, seninle tamamen aynı fikirdeyim
    doğru söze ne hacet, al benden de o kadar
    tam üstüne bastın, ben de aynı şeyi diyecektim
    lafı ağzımdan aldın



* A: Wow – that’s a big fish.
  (Vay be, büyük bir balıkmış.)
  B: I'll say.
  (implies that the fish is not just big… the fish is GIGANTIC)
  (Kesinlikle/aynen.)
  (büyük de bir şey mi, devasa/dev gibi bir balıkmış.)

* A: She's very pretty.
  (Çok hoş bir kız.)
  B: I'll say!
  (Aynen/kesinlikle/hoş da bir şey mi, dehşet güzel/bomba bir kız.)

* A: That was a good landing.
  (Uçak/pilot güzel/başarılı/sıkıntısız bir iniş yaptı/güzel bir iniş oldu.)
  B: I'll say!
  (Kesinlikle/Aynen/Bence de kesinlikle çok başarılı/hiç sarsıntısız bir iniş oldu.)

* A: What a relief that Brian didn't get hurt.
  (Brian'ın yaralanmamasına/bir yara almamasına/bir tarafını incitmemesine/zarar görmemesine çok sevindim.)
  (Çok şükür/iyi ki Brian bir zarar görmedi/yaralanmadı/bir yara almadı/Brian'ın bir tarafı incinmedi.)
  B: I'll say.
  (Aynen/ben de aynı şekilde çok sevindim/çok ferahladım.)

* A: Does he eat a lot?
  (Çok mu yiyor?)
  B: I'll say!
  (Kesinlikle/hem de nasıl/çok ne ki!)

* A: That was an absolutely delicious lunch.
  (Yemek harikaydı/çok lezzetliydi/yemeği çok beğendim.)
  B: I'll say.
  (Al benden de o kadar/kesinlikle aynı görüşteyim.)

* A: Did you enjoy the film?
  (Filmi beğendin mi/film hoşuna gitti mi?)
  B: I'll say.
  (Kesinlikle beğendim/beğenmek ne kelime bayıldım/çok hoşuma gitti.)

* A: Does she see him often?
  (Onunla sık mı görüşüyor/buluşuyor?)
  B: I'll say! Nearly every day.
  (Evet hem de çok sık! Neredeyse her gün.)

* A: Isn't it hot today!
  (Ne sıcak hava/hava amma da sıcak.)
  B: I'll say. It's unbearable!
  (Kesinlikle/aynen/evet hem de çok sıcak. Dayanılır/çekilecek gibi değil.)

* A: Beach, barbecue, bikinis and beer! Life couldn't be better!
  (Plaj, mangal, bikinili kızlar ve bira! Hayat bundan daha güzel olamaz-dı.)
  B: I'll say! I wish I could do this every weekend.
  (Aynen/kesinlikle. Keşke bunu her hafta sonu yapabilsek/yapabilseydik/yaşayabilsek.)

* A: We produce a wide variety of food on our farm.
  (Çiftliğimizde çok çeşitli ürünler/bir sürü ürün yetiştiriyoruz.)
  B: Boy, I'll say - everything from melons to beans to meat!
  (Aynen/çok doğru evlat, kavundan tut da fasulyeye, ete kadar her şey.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder