23 Temmuz 2015 Perşembe

İngilizce Deyimler ve İfadeler 117

live up to the hype

= to be as good as its publicity presented
    to be as good as expected and anticipated by the public

= söylenildiği/konuşulduğu/bahsedildiği kadar olmak
    beklendiği/yazıldığı gibi olmak/çıkmak
    milletin/medyanın abarttığı/konuştuğu kadar olmak/çıkmak



* I heard that album was great and it certainly lived up to the hype. I love it!
  (Albümün harika olduğunu duymuştum ve kesinlikle söylenildiği kadar var. Bayıldım/çok beğendim.)

* You live up to the hype.
  (Söylendiği/dedikleri kadar varmışsın.)

* She sang very great, her voice really lived up to the hype.
  (Şarkıları çok güzel söyledi, sesi gerçekten de söylenildiği/dedikleri kadar varmış.)

* The Democratic field program did not live up to the hype.
  (Demokrat Partinin parti/eylem programı beklentileri boşa çıkardı/beklenildiği gibi çıkmadı.)

* Everyone said that band was great in concert, and when I saw them last night they lived up to the hype—it was a great show!
  (Herkes bu grubun konserlerini övüyordu, dün akşam onları izledim/dinledim, övdükleri kadar varmış, harika bir gösteriydi.)

* A: Did you like the movie?
  (Film hoşuna gitti mi/filmi beğendin mi?)
  B: No, I didnt think it lived up to the hype.
  (Hayır, söylendiği/ses getirdiği kadar güzel bir film değilmiş.)
  (Hayır beğenmedim, milletin/medyanın abarttığı kadar yok/güzel bir film değil.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder