go on (1)
= it cannot be true, you're kidding
used when you do not believe someone
I don't believe what you're saying
= doğru olamaz, şaka yapıyorsun, ciddi olamazsın
hadi oradan, hayatta inanmam
kafa bulma benimle, yeme beni, sana inanmıyorum
* Go on! She didn’t really say that.
(İnanmam. Gerçekten öyle dememiştir/söylememiştir.)
* Go on—you're not forty. You don't look a day over thirty.
(Hadi oradan/kafa bulma benimle, sen kırk yaşında değilsin. Otuzdan bir gün fazla göstermiyorsun/taş çatlasa/en fazla otuz gösteriyorsun.)
* Go on, you're kidding me.
(Hadi oradan. Beni kandırıyorsun.)
* Oh, go on, I'm not that good.
(Ah yapma/kandırma beni, ben o kadar iyi değilim.)
* A: Ted drove the car into the lake!
(Ted arabayı gölün içine sürdü/sürmüş.)
B: Go on! Ted wouldn't do that!
(Hadi oradan/hayatta inanmam. Ted böyle bir şey yapmaz.)
* A: I used to be a spy.
(Eskiden ben bir casustum.)
B: Oh, go on.
(Hadi oradan/ciddi olamazsın/yeme beni.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder