30 Temmuz 2015 Perşembe

İngilizce Deyimler ve İfadeler 119

Fat chance!

= used to say that there is a very little possibility of something happening.
    very little or no possibility, very little likelihood, a very poor chance
    not a chance

= (iğneleyici/alaylı bir şekilde)
    hiç şansın/şansı yok
    çok uzak bir ihtimal, olma/gerçekleşme ihtimali çok düşük/yok denecek kadar az
    mümkün değil/imkanı yok
    rüyanda görürsün ancak, çok beklersin




* Fat chance he has of getting a promotion.
  (Onun terfi alma ihtimali çok düşük/yok denecek kadar az/neredeyse hiç yok.)
  (Onun terfi alacağını/onu terfi edeceklerini hiç sanmıyorum.)
  (Terfi almayı unutsun/rüyasında görür ancak.)
 
* You think she'll lend you the money? Fat chance!
  (Sana borç vereceğini mi düşünüyorsun/zannediyorsun/bekliyorsun? Hiç şansın yok/boşuna bekleme/çok beklersin.)

* Fat chance I’ll ever get a new car.
  (Benim yeni bir araba almam çok zor/imkansız gibi/mucize olur.)

* A fat chance he has of coming in first.
  (Birinci gelmesi/olması çok uzak bir ihtimal/pek mümkün görünmüyor.)
  (Birinci gelme/yarışı kazanma şansı hemen hemen hiç yok.)

* You think they'll get married? Fat chance!
  (Evlenecekler mi diyorsun/evleneceklerini mi düşünüyorsun? Mümkün değil/imkanı yok!)

* Will Hal make you laugh? Fat chance.
  (Hal mi seni/sizi güldürecek? Pöhh/mümkün değil/hiç şansı yok.)

* A: I hooked up with Bongo last week at her barbecue.
  (Geçen hafta verdiği barbekü partisinde Bongo ile takıldık/birlikte olduk.)
  B: You, with her? Fat chance!
  (Sen? Onunla? Pöhh mümkün değil/imkanı yok/hayatta inanmam.)

* A: Perhaps they'll invite you.
  (Bakarsın/belki seni davet ederler/çağırırlar.)
  B: Fat chance.
  (Hiç sanmıyorum/çok zayıf bir ihtimal.)

* A: The Red Sox are going all the way this year.
  (Red Sox takımı bu sene şampiyon olur/şampiyonluğu kazanır/göğüsler.)
  B: Fat chance! They’ll never beat the Yankees!
  (İmkanı yok! Yankee'leri asla yenemezler/geçemezler.)

* A: He says that he'll get here on time.
  (Geç kalmayacağını/buraya vaktinde/tam zamanında geleceğini/varacağını söylüyor.)
  B: Fat chance!
  (Hiç sanmıyorum/imkanı yok/mümkün değil.)

* A: Do you think they'll win?
  (Ne dersin/sence kazanırlar/kazanacaklar mı?)
  B: Fat chance!
  (Hiç şanları yok/mümkün değil.)

* Fat chance of that happening!
  (Öyle birşeyin olacağını/yaşanacağını/gerçekleşeceğini sanmam.)
  (Öyle bir şeyin olması/yaşanması çok zayıf bir ihtimal.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder