30 Temmuz 2015 Perşembe

İngilizce Deyimler ve İfadeler 120

I rest my case.

= you have proved that what I just said is true
    The previous encapsulates my view.
    You proved my point for me.
    say this when you are expressing a fact or opinion, and then something happens to prove your point perfectly and show that you are completely correct.

= işte iddiam kanıtlandı, az önce/demin söylediğimi haklı çıkardın/doğruladın
    bak gördün mü, bak işte haklı çıktım
    Eee ben de onu dedim/diyorum ya işte, işte bu da dediğimin kanıtı
    başka/daha da bir şey demiyorum, ben diyeceğimi dedim, ben artık susuyorum
    söyleyeceklerim bu kadar, başka birşey söylememe gerek yok, ben daha ne diyeyim
    başka söze ne hacet




* A: You can’t cook at all.
  (Yemek yapmayı hiç beceremiyorsun/Yemek yapmaktan hiç anlamıyorsun/anladığın yok.)
  B: I can cook! I always make those instant noodle soups.
  (Yemek yapabiliyorum ben/yemek yapmaktan anlıyorum ben! O hazır erişte çorbalarını her zaman ben yapıyorum.)
  A: I rest my case.
  (Tamam ben sustum/ben başka bir şey demiyorum.)
  (Yemek yapmayı bilmiyorsun diyorum, bana hazır çorba yapıyorum diyorsun. Beni haklı çıkartıyorsun işte. Hazır çorbaları yemek yapmayı bilmeyenler yapar.)

* The drive will be too long, the seats too few, and the people too many. I rest my case.
  (Bu yolculuk uzun/sıkıntılı sürecek/kolay geçmeyecek; Çok az koltuk, çok fazla yolcu var. Ben başka bir şey demiyorum/ben daha ne diyeyim.)

* Ned's mother said he needs to leave home or he'll never be independent.
  (Annesi Ned'in evden ayrılması/başka bir eve çıkması gerektiğini yoksa asla kendi kendine yetmeyi/kendi ayakları üzerinde durmayı başaramayacağını söyledi.)
  His sister said, "But he can't even do his wash!" and his mother replied, "I rest my case."
  (Ablası da "Ama daha o çamaşırlarını bile yıkayamıyor" deyince annesi "eee ben de onu diyorum ya işte" diye söyledi.)

* The only other thing I can add… this is wonderful timeless music that really needs no introduction, it's Ray Charles, and I rest my case.
  (Ekleyebileceğim tek birşey daha var ki, bu zamanüstü müziğin tanıtım/sunum konuşmasına ihtiyacı yok, bir Ray Charles eseri/bestesi diyorum, başka da bir şey demiyorum.)

* A: It's time Nigel left home, or he'll never learn to be independent.
  (Nigel'in evden ayrılma/kendi evine çıkma vakti/zamanı geldi yoksa hiçbir zaman kendi kendine yetmeyi/başkasına muhtaç olmadan yaşamayı beceremeyecek/öğrenemeyecek.)
  B: He doesn't even know how to boil an egg.
  (O daha yumurta kaynatmayı bile bilmiyor ki.)
  A: I rest my case.
  (İşte ben de onu diyorum ya.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder