30 Eylül 2014 Salı

İngilizce Deyimler ve İfadeler 20

English Expressions & Phrases

bring someone up to date (on/with something)

= tell someone the most recent information/
    tell someone what has happened up to the present
    inform someone about developments in a case or other matter
    fill someone in on something
    catch someone up
    let someone know what's been happening
    bring someone up to speed
    put someone in the picture

= bir kimseye son gelişmeleri anlatmak/bildirmek, son gelişmelerle/olanlarla ilgili bilgilendirmek
  bir kimseyi en son olaylardan/gelişmelerden haberdar etmek
  en son gelişmeleri/haberleri aktarmak/anlatmak, olup biteni anlatmak/söylemek




* A: Can you bring me up to date?
  (Son gelişmeleri anlatır mısın?)
  B: Sure. On Monday Mr. Templeton called you. He didn't leave a message. Yesterday Diane came to see you. And this morning....
  (Tabi. Pazartesi günü sizi Bay Templeton aradı. Bir not/mesaj bırakmadı. Dün sizi görmeye Diane geldi. Bu sabah da ....)

* Because I was on vacation last week, I'll need that you bring me up to date on what's been happening.
  (Geçen hafta tatilde olduğum için neler olup bittiğiyle ilgili olarak beni bilgilendirmenizi isteyeceğim.)

* A: How's Ann? I Haven't seen her for years.
  (Ann nasıl? Onu görmeyeli yıllar oldu/ onu en son yıllar önce görmüştüm/onu yıllardır görmüyorum.)
  B: Let me bring you up to date. She got married, moved to Japan, and now she teaches English.
  (Sana son olanları/gelişmeleri anlatayım/söyleyeyim. Evlenip Japonya'ya taşındı ve şuan İngilizce öğretmenliği yapıyor.)

* Let me bring you up to date on what is happening in the village.
  (Köyde olan biteni sana anlatayım.)

* Allow me to bring you up to date.
  (Müsaade ederseniz size son gelişmeleri anlatayım/izin verin bilgilerinizi tazeleyeyim.)

* John here bring you up to date on this business.
  (John size işle ilgili son gelişmeleri/olan biteni anlatacak/son gelişmeler hakkında bilgi verecek.)

* A: Please bring me up to date on the computer problem.
  (Bilgisayardaki sorun/problemle ilgili son durum ne?)
  B: I fixed it. Then it broke again. Now it's at the repair shop.
  (Onu tamir ettirdim. Sonra tekrar bozuldu. Şimdi tamircide.)

* Can someone bring me up to date with the status of the XYZ project?
  (Biri/biriniz bana XYZ projesinin durumuyla ilgili son gelişmeleri anlatabilir mi/anlatabilir misiniz?)
  (XYZ projesinde/tasarısında en son neler yaptık/neler oldu bitti/hangi gelişmeler yaşandı biri bana anlatabilir mi?)

****
bring someone up to date deyimiyle ilgili aşağıdaki videoyu izlemenizi tavsiye ederim.


videonun metnini okumak için tıklayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder