22 Eylül 2014 Pazartesi

İngilizce Deyimler ve İfadeler 11

English Expressions & Phrases

call it a day
 
= to quit work and go home; to say that a day's work has been completed
  to stop doing something, especially working
  to retire

= paydos etmek/yapmak; mesaiyi/çalışmayı bitirmek; çalışmaya son vermek
  bugünlük bu kadar (yeter)/burada bırakalım demek; paydos! demek
  (işi vb) yapmayı sonraya bırakmak, sonra yapmaya devam etmek üzere işi vb. bugünlük bitirmek/sonlandırmak
  dinlenmeye çekilmek, emekliye ayrılmak, çalışmayı bırakmak, kenara çekilmek
 

* It's almost midnight - let's call it a day.
  (Neredeyse gece yarısı oldu/olacak. Bugünlük bu kadar!/paydos edelim.)

* We are very tired. It's time to call it a day.
  (Çok yorgunuz/yorulduk. Paydos etme zamanı.)

* Let's call it a day. I'm too tired to continue working.
  (Paydos edelim/bugünlük bu kadar yeter. Çalışmaya devam edemeyecek kadar yorgunum/yoruldum.)

* We can't continue working without Mike, so let's call it a day.
  (Mike olmadan çalışmaya devam edemeyiz, o yüzden paydos edelim.)

* We can't discuss this problem further without Jack, so let's call it a day.
  (Jack olmadan bu bu problemi daha fazla tartışamayız, bu yüzden bu tartışmayı bitirelim)
  (sonra/Jack varken devam etmek üzere şimdi/bugünlük tartışmayı bitirelim)


* It's already nine o'clock. Let's call it a day.
  (Saat dokuz olmuş. Paydos edelim.)

* A: How much more work do we have for tonight?
  (Bu akşam daha ne kadar çalışmamız gerekiyor?)
  B: I think we finished everything for the day.
  (Sanırım bugünlük herşeyi bitirdik/bugünkü bütün işleri bitirdik/yaptık.)
  A: Good. Let's call it a day then.
  (Güzel. Öyleyse paydos edelim.)

* We have been at this for hours, let's call it a day and come back tomorrow.
  (Saatlerdir bununla meşgul oluyoruz/uğraşıyoruz, paydos edelim, yarın yine/tekrar geliriz.)

* Let's call it a day before we get frostbite.
  (Soğuktan donmadan paydos edelim/eve gidelim.)

* The boss was mad because Tom called it a day at noon and went home.
  (Tom öğlen işi bırakıp eve gittiği için patron çok kızdı/öfkelendi.)

* After playing together for 20 years the band have finally decided to call it a day.
  (Yirmi sene birlikte müzik yaptıktan sonra grup sonunda çalışmayı/birlikte müzik yapmayı bırakmayı kararlaştırdı.)

* He has been in politics for nearly forty years, I think it's time for him to call it a day.
  (40 yıla yakın zamandır politikanın içerisinde, bence artık çalışmayı bırakmasının/emekliye ayrılmasının zamanı geldi.)

* After 12 years of playing for the French National soccer team, Zinedine Zidane decided to call it a day and retire from professional soccer. Now he's the advisor to Real Madrid.
  (Fransa milli takımında 12 yıl oynadıktan sonra Zinedine Zidane futbol oynamayı bırakıp profesyonel futbolculuktan emekliye ayrılmaya karar verdi. Şimdi Real Madrid'e danışmanlık yapıyor.)

* I've already caught 12 big fish so I think I'm going to call it a day.
  (On iki büyük balık yakalamışım, bence bugünlük bu kadar yeter.)

* I wonder if Clint Eastwood is ever going to call it a day and retire from the movie making industry.
  (Clint Eastwood çalışmayı bırakıp film yapımcılığı endüstrisinden emekliye ayrılacak mı diye merak ediyorum.)

* Neither of us were happy in the relationship, so we decided to call it a day.
  (Bu ilişkiden ikimiz de memnun değildik, bu yüzden ilişkimizi bitirmeye/sonlandırmaya karar verdik.)

* You know, Paul, maybe it' s time to call it a day.
  (Bilirsin Paul, belki de bırakmanın zamanı geldi/gelmiştir.)

* All professional athletes know they will reach a point when they have to call it a day.
  (Bütün profesyonel atletler/sporcular sporu bırakmak/emekliye ayrılmak zorunda olacakları/kalacakları bir anın/zamanın/vaktin/günün geleceğini bilir.)

* After three marriages, many men would have been more than ready to call it a day.
  (üç evlilikten sonra çoğu erkek evliliği bitirmeye/sonlandırmaya daha yatkın oluyor.)
  (Başından üç evlilik geçmiş erkeklerin çoğu evliliklerini daha kolay bitirebiliyor.)


* After lying on the beach, swimming in the ocean, and enjoying a picnic in the dunes, the family decided to call it a day.
  (Plajda uzanıp okyanusta/denizde yüzdükten ve kum tepeciklerinde güzel bir piknik yaptıktan sonra aile eve gitmeye/dönmeye karar verdi.)

* After running a hotel for nearly thirty years, we decided to call it a day and do something else.
  (Yaklaşık otuz sene bir otel işlettikten sonra o işi bırakıp başka bir şey yapmaya karar verdik.)

***
Call it a day deyimiyle ilgili bu videoları izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
İzle
izle


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder