18 Aralık 2014 Perşembe

İngilizce Ders 13

Eslfast Audio Listening
Calling A Friend / Phone Dialogue

Dersimizin listening/dinleme parçasına bu linkten ulaşabilirsiniz.

Metni okumadan önce beş defa dinleyin. Metni kabataslak okuyup konu hakkında fikir sahibi olduktan sonra beş defa daha dinleyin. Metni İngilizce-Türkçe ve Türkçe-İngilizce çift yönlü kelime, sıfat-isim tamlaması ve edat takımlarının manalarını çıkararak okuyun. Cümle tercümelerini yapın. En son beş defa daha dinleyin.


DERSİN ÇÖZÜMÜ


 Calling A Friend
(Bir arkadaşı telefonla arama/bir arkadaşla telefon görüşmesi)

1
A: Hello, may I speak to Alice please?
Merhaba, Alice ile görüşebilir miyim/konuşabilir miyim lütfen?
B: This is she. How's it going?
Buyrun/buyur benim. nasıl gidiyor/Ne var ne yok/Naber?
A: I've been trying to call you all day.
Sabahtan beri sana ulaşmaya çalışıyorum.
B: Sorry about that. I was cleaning up.
Kusura bakma, temizlik yapıyordum.
A: It's okay.
Önemli değil/canın sağolsun.
B: So what were you calling me about?
Eee, beni niye arıyordun?
A: Oh, I just wanted to see if you wanted to hang out tomorrow.
Yarın bir yerlerde takılalım mı/birşeyler yapalım mı/takılabilir miyiz/yapabilir miyiz diye soracaktım.
B: Sure, what did you want to do?
Tabi/olur, ne yapmak istiyordun/ne yapmayı düşünüyordun?
A: Maybe we can go see a movie or something.
Belki film falan izlemeye gideriz.
B: That sounds like fun. Let's do it.
Kulağa hoş/eğlenceli geliyor/güzel/eğlenceli olur. Yapalım/gidelim.
A: I'll see you tomorrow then.
Yarın görüşürüz öyleyse.
B: See you then. Goodbye.
Görüşürüz. Hoşçakal.

2
A: Hi, how are you. Is Alice there?
Merhaba, nasılsınız? Alice orada mıydı?
B: Speaking. What's up?
Buyur benim/benim buyur/buyrun. Naber/nasılsın?
A: Why haven't you answered the phone?
Niye telefona bakmıyorsun/cevap vermiyorsun?
B: My bad, I had chores to do.
benim hatam/kusura bakma/özür dilerim, biraz işim vardı.
A: That's all right.
Sorun değil/önemli değil/önemi yok/ziyanı yok.
B: What was the reason for your call?
Niye aramıştın?
A: I want to do something tomorrow with you.
Yarın seninle birşeyler yapmak istiyorum.
B: Sounds good. What did you have in mind?
İyi/güzel olur. Aklından ne geçiyor/ne düşünüyorsun/planın ne?
A: I was thinking about seeing a movie.
Film izleriz diyordum/diye düşünüyordum.
B: Okay, let's go see a movie.
Tamam, film izlemeye gidelim.
A: Until then.
Hoşçakal/görüşürüz/görüşmek üzere
B: Talk to you later.
Sonra konuşuruz/görüşürüz

3
A: Is Alice available?
Alice müsait miydi/orada mıydı/Alice ile görüşebilir miyim/konuşabilir miyim?
B: You're talking to her.
Buyur benim/benim buyur/buyrun
A: I've called you a hundred times today.
Bugün seni yüz kere/defalarca aradım/sabahtan beri seni arıyorum/sana ulaşmaya çalışıyorum.
B: I was busy doing something. I apologize.
Birşeyler yapıyordum/birşeyle uğraşıyordum/işim vardı/meşguldüm. Kusura bakma.
A: No problem.
Sorun değil/önemli değil/önemi yok/ziyanı yok
B: Did you need something?
Birşey mi lazımdı/ne istiyordun/ne diyecektin?
A: Did you want to do something tomorrow?
Yarın birşeyler yapmak ister miydin/yarın birşeyler yapalım mı?
B: Is there somewhere special you wanted to go?
Gitmek istediğin özel bir yer var mı?
A: How about a movie?
Filme/sinemaya ne dersin?
B: A movie sounds good.
Film/sinema güzel/iyi olur.
A: Call me tomorrow then.
Yarın beni ara/ararsın öyleyse/o zaman.
B: I will see you tomorrow.
Yarın görüşürüz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder