14 Aralık 2014 Pazar

İngilizce Ders 10

Eslfast Audio Listening
Weather
Dersimizin listening/dinleme parçasına bu linkten ulaşabilirsiniz.

Metni okumadan önce beş defa dinleyin. Metni kabataslak okuyup konu hakkında fikir sahibi olduktan sonra beş defa daha dinleyin. Metni İngilizce-Türkçe ve Türkçe-İngilizce çift yönlü kelime, sıfat-isim tamlaması ve edat takımlarının manalarını çıkararak okuyun. Cümle tercümelerini yapın. En son beş defa daha dinleyin.


DERSİN ÇÖZÜMÜ


Weather
(hava)

1
A: It's an ugly day today.
Bugün tatsız bir gün/bugün havanın pek tadı yok
B: I know. I think it may rain.
Haklısın/aynen/bence de/aynı fikirdeyim. Sanırım yağmur yağacak/bence yağmur yağabilir.
A: It's the middle of summer, it shouldn't rain today.
Yazın ortasındayız, yağmur yağmaması lazım/yağmur yağmaz/yağmurun yağacağını sanmam
B: That would be weird.
(bu mevsimde yağmur yağması) tuhaf/garip birşey olur.
A: Yeah, especially since it's ninety degrees outside.
Evet, özellikle de dışarısı doksan (32) dereceyken.
B: I know, it would be horrible if it rained and it was hot outside.
Aynen, dışarısı sıcakken yağmur yağması müthiş/şaşırtıcı birşey olur.
A: Yes, it would be.
evet, öyle olur.
B: I really wish it wasn't so hot every day.
Havanın her gün çok sıcak olmamasını isterdim/keşke hava her gün çok sıcak olmasaydı.
A: Me too. I can't wait until winter.
Ben de. Kışın gelmesini dört gözle/sabırsızlıkla bekliyorum/keşke hemen kış olsa/gelse.
B: I like winter too, but sometimes it gets too cold.
Kışı ben de severim, ama bazen hava aşırı soğuk oluyor.
A: I'd rather be cold than hot.
Terlemektense üşümeyi tercih ederim/yeğlerim. Terlemektense üşüyeyim daha iyi. Sıcaktan yanmaktansa soğuktan üşümeyi tercih ederim/yeğlerim.
B: Me too.
Ben de.


2
A: It doesn't look very nice outside today.
Bugün dışarıda hava çok iyi görünmüyor.
B: You're right. I think it's going to rain later.
Haklısın/evet doğru/öyle. Sanırım yağmur yağacak/geliyor.
A: In the middle of the summer, it shouldn't be raining.
Yazın ortası, yağmur yağmaması lazım/yağmur yağmaz/yağmurun yağacağını sanmam.
B: That wouldn't seem right.
(bu mevsimde) yağmur yağması normal/olağan birşey değil/olmaz
A: Considering that it's over ninety degrees outside, that would be weird.
Dışarıda havanın/sıcaklığın doksan (32) derece olduğunu göz önünde tutarsak/tuttuğumuzda, yağmur yağması garip olur/kaçar.
B: Exactly, it wouldn't be nice if it started raining. It's too hot.
Kesinlikle/aynen, yağmur yağarsa hoş/iyi olmaz. Hava aşırı sıcak.
A: I know, you're absolutely right.
Bence de, kesinlikle/çok haklısın.
B: I wish it would cool off one day.
Havanın bir gün serinlemesini isterdim/dilerdim/Keşke bir gün hava serinlese.
A: That's how I feel, I want winter to come soon.
ben de öyle düşünüyorum/ seninle aynı düşüncedeyim/düşüncelerimiz aynı, hemen/bir an önce kış olsun/gelsin istiyorum.
B: I enjoy the winter, but it gets really cold sometimes.
Kışı severim ama bazı zamanlar hava çok soğuk oluyor.
A: I know what you mean, but I'd rather be cold than hot.
Demek istediğini anladım/seni anlıyorum ama sıcaktan yanmaktansa/patlamaktansa soğuktan üşümeyi tercih ederim/yeğlerim.
B: That's exactly how I feel.
Ben de aynı senin gibi düşünüyorum/ben de aynı senin gibiyim.


3
A: I wish it was a nicer day today.
Bugün havanın daha güzel olmasını isterdim/dilerdim/Keşke bugün hava daha güzel olsaydı.
B: That is true. I hope it doesn't rain.
Haklısın/doğru söyledin. Umarım yağmur yağmaz.
A: It wouldn't rain in the middle of the summer.
Yazın ortasında yağmur yağmaz.
B: It wouldn't seem right if it started raining right now.
Şu anda yağmur başlasa, normal/olağan karşılanmaz.
A: It would be weird if it started raining in ninety degree weather.
Doksan (32) derece sıcaklıkta yağmur başlasa, tuhaf olurdu/garip kaçardı.
B: Any rain right now would be pointless.
Şu anda az bir yağmur bile anlamsız/saçma olur.
A: That's right, it really would be.
Haklısın, evet öyle.
B: I want it to cool down some.
Havanın biraz serinlemesini istiyorum.
A: I know what you mean, I can't wait until it's winter.
Seni anlıyorum, keşke hemen kış olsa/gelse.
B: Winter is great. I wish it didn't get so cold sometimes though.
Kış çok güzeldir/harikadır. Gerçi bazı zamanlar keşke çok soğuk olmasa derim.
A: I would rather deal with the winter than the summer.
Yazla uğraşmaktanda kışla uğraşmayı tercih ederim/ Yaz mı kış mı deseler, kış derim.
B: I feel the same way.
Ben de aynı senin gibi düşünüyorum/ben de aynı senin gibiyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder