ramp up
= to increase or cause to increase
= arttırmak, yükseltmek
..e hız/ağırlık vermek, hızlandırmak
sıkılaştırmak
* We need to ramp up our efforts to find new customers.
(Yeni müşteriler bulma çalışmalarımıza hız vermemiz gerekiyor.)
(Yeni müşteriler bulmak için daha çok çalışmamız/çaba sarfetmemiz gerekiyor.)
* Police ramp up security measures ahead of London G20 Summit.
(Polis/Emniyet Londra G20 Zirvesi öncesi güvenlik önlemlerini/tedbirlerini arttırdı/sıkılaştırdı/arttırıyor/sıkılaştırıyor.)
* The factory ramped up production to meet the increased demand.
(Fabrika, artan talebi karşılamak için üretimi arttırdı.)
* Headcount ramped up over three months.
(Bordrolu çalışan insan sayısı üç ayda arttı/artış gösterdi.)
* The company announced plans to ramp up production to 10,000 units per month.
(Firma üretimi aylık on bin adete çıkarmayı/yükseltmeyi planladıklarını duyurdu.)
* To stay competitive, they'll have to ramp up product development as well as cutting prices.
(Rekabet gücünü sürdürebilmek/Rekabet edebilmek için/adına, fiyat indiriminin yanı sıra ürün geliştirmeye de ağırlık/hız verecekler.)
* Announcement of the merger is expected to ramp up share prices over the next few days.
(Birleşme ilanının/duyurusunun/açıklamasının beş gün boyunca hisse fiyatlarını arttırması/yükseltmesi bekleniyor/tahmin ediliyor.)
(Birleşmenin duyurulmasıyla/ilan edilmesiyle birlikte sonraki beş gün süresince hisse fiyatlarında artış/yükseliş bekleniyor/tahmin ediliyor.)
* Mitsubishi has ramped up the speed of its new micro-controllers.
(Mitsubishi yeni mikro denetleyicilerinin hızını/performansını arttırdı/yükseltti.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder