Just my luck!
= a sarcastik way to say you're having bad luck
used when something bad happens to you
Can you believe it?
= bendeki de şans işte, şansıma tüküreyim, ben böyle şansın emi
bendeki şansa bak ya, zaten şaşırırdım öyle olmasa
* They sold the last ticket five minutes before I got there - just my luck!
(Ben oraya varmadan beş dakika önce son bileti satmışlar. Bendeki şansa bak ya/Şansıma tüküreyim emi.)
* Red wine all down my white shirt! Just my luck!
(Kırmızı şarap beyaz gömleğime döküldü. Şansıma tüküreyim.)
* It rained on my only day off. Just my luck!
(İzinli olduğum tek bir gün vardı, o gün de yağmur yağdı. Bendeki şansa bak ya!)
* Just my luck! I finally meet a woman I’m very attracted to, and it turns out she’s taken.
(Bendeki şansa bak ya/Şansıma tüküreyim. Sonunda çok etkilendiğim bir kızla karşılaşıyorum, sonra öğreniyorum ki/bir bakıyorum ki/meğer kızın ilişkisi/sahibi varmış.)
* So he left five minutes before I got here, did he? Just my luck.
(Demek ben gelmeden beş dakika önce çıktı/ayrıldı ha? Bendeki de şans işte.)
* Just my luck, they’d sold out by the time I got there.
(Şansıma tüküreyim, ben oraya ulaşana kadar hepsini satmışlar/hepsi satılmış.)
* I didn't get to the phone in time. Just my luck!
(Telefona vaktinde yetişemedim. Zaten şaşırırdım vaktinde yetişsem.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder