5 Ağustos 2015 Çarşamba

İngilizce Deyimler ve İfadeler 130

Just my luck!

= a sarcastik way to say you're having bad luck
    used when something bad happens to you
    Can you believe it?

= bendeki de şans işte, şansıma tüküreyim, ben böyle şansın emi
    bendeki şansa bak ya, zaten şaşırırdım öyle olmasa




* They sold the last ticket five minutes before I got there - just my luck!
  (Ben oraya varmadan beş dakika önce son bileti satmışlar. Bendeki şansa bak ya/Şansıma tüküreyim emi.)

* Red wine all down my white shirt! Just my luck!
  (Kırmızı şarap beyaz gömleğime döküldü. Şansıma tüküreyim.)

* It rained on my only day off. Just my luck!
  (İzinli olduğum tek bir gün vardı, o gün de yağmur yağdı. Bendeki şansa bak ya!)

* Just my luck! I finally meet a woman I’m very attracted to, and it turns out she’s taken.
  (Bendeki şansa bak ya/Şansıma tüküreyim. Sonunda çok etkilendiğim bir kızla karşılaşıyorum, sonra öğreniyorum ki/bir bakıyorum ki/meğer kızın ilişkisi/sahibi varmış.)

* So he left five minutes before I got here, did he? Just my luck.
  (Demek ben gelmeden beş dakika önce çıktı/ayrıldı ha? Bendeki de şans işte.)

* Just my luck, they’d sold out by the time I got there.
  (Şansıma tüküreyim, ben oraya ulaşana kadar hepsini satmışlar/hepsi satılmış.)

* I didn't get to the phone in time. Just my luck!
  (Telefona vaktinde yetişemedim. Zaten şaşırırdım vaktinde yetişsem.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder