20 Mart 2015 Cuma

İngilizce Ders 44

Eslfast Audio Listening
College Life

Buying Textbooks
Dersimizin listening/dinleme parçasına bu linkten ulaşabilirsiniz.

Metni okumadan önce beş defa dinleyin. Metni kabataslak okuyup konu hakkında fikir sahibi olduktan sonra beş defa daha dinleyin. Metni İngilizce-Türkçe ve Türkçe-İngilizce çift yönlü kelime, sıfat-isim tamlaması ve edat takımlarının manalarını çıkararak okuyun. Cümle tercümelerini yapın. En son beş defa daha dinleyin.


DERSİN ÇÖZÜMÜ



Buying textbooks
(Ders kitaplarını almak)

1
A: How do I buy my textbooks?
(Ders kitaplarımı nasıl/nereden alıyorum/alabilirim?)
B: Do you have your book list for your class?
(Sınıfının kitap listesi var mı sende/listesini aldın mı?)
A: Yes, I have my list.
(Evet -kitap- listem var.)
B: Fine. Once you have it, you can go to the bookstore. Do you know where that is?
(Güzel/tamam. Listeyi aldıysan kitapçıya gidebilirsin. Onun -kitapçının- nerede olduğunu biliyor musun?)
A: Yes, I know where the bookstore is.
(Evet, kitapçının nerede olduğunu/yerini biliyorum.)
B: OK, so once you pass the gym, it's the first door on your left. Do you know you can also sell your used textbooks there?
(Tamam, spor salonunu geçtikten sonra/geçer geçmez, solundaki ilk kapı. Orada ayrıca kullanılmış/ikinci el ders kitaplarını satabileceğini de biliyor musun/muydun?)
A: No, I didn't know I could do that.
(Hayır, bunu -kullanılmış ders kitaplarımızı satabildiğimizi- bilmiyordum.)
B: You just take them with you and trade them with the used textbook man just outside the door. Do you think you will be going there today?
(Kitaplarını sadece götürüp kapının hemen dışındaki/önündeki ikinci el kitapçısıyla değiş tokuş yapıyorsun/değiştiriyorsun. Bugün oraya gitmeyi düşünüyor musun/gidecek misin?)
A: Yes, I am going today.
(Evet, bugün giderim/gideceğim.)
B: Well, if you decide to go, I could meet you over there at 1:00 today or tomorrow to help you. Would that work for you?
(Eğer gitmeye karar verirsen, sana yardımcı olmak için bugün ya da yarın saat 1'de seninle orada buluşabiliriz. Senin için uygun mu/sana uyar mı?)
A: Yes, thank you. That would be great.
(Evet, teşekkürler. Çok iyi olur.)
B: Well, then, I'll talk to you later. Have a good day!
(Öyleyse sonra görüşürüz. İyi günler.)

2
A: Where can I buy textbooks?
(Ders kitaplarını nereden alabilirim?)
B: First, you need to have the list of books for your class. Do you have that?
(Öncelikle sınıfının kitap listesini alman lazım. Aldın mı/kitap listesi var mı sende?)
A: Yes, I have that.
(Evet, liste var bende/aldım listeyi.)
B: Well, when you have that, you can take it over to the bookstore. Can you find it?
(Kitap listesini aldıysan, listeyle beraber kitapçıya gidebilirsin. Orayı bulabilir misin?)
A: No, I don't know where the bookstore is.
(Hayır, kitapçının nerede olduğunu/yerini bilmiyorum.)
B: Just pass the gym and it's the first door on your left. Were you aware that you can also turn in your old textbooks for money?
(Spor salonunu geçiyorsun, solundaki/solunda kalan ilk kapı. Ayrıca eski ders kitaplarını parayla verebileceğini/satabileceğini de biliyor muydun?)
A: Really? How can I do that?
(Öyle mi/gerçekten mi? Nasıl yapabilirim bunu?)
B: Take your used textbooks with you and give them to the representative near the entrance. He will pay you for them. Are you going today?
(Kullanılmış ders kitaplarını götürüp girişin/kapının yakınındaki satıcıya ver. Sana ödemesini yapar/parasını verir. Bugün gidecek misin?)
A: No, I can't make it today.
(Hayır, bugün gidemem.)
B: I could help you with buying your books if you meet me there at 1:00 today or tomorrow. Would you like my help?
(Eğer benimle orada bugün ya da yarın saat 1'de buluşursan, sana kitaplarını almanda yardım edebilirim. Yardımcı olmamı ister misin?)
A: No, thanks. I'm good.
(Hayır, teşekkürler. Ben hallederim.)
B: I'll see you later then. Have a great day!
(Sonra görüşürüz öyleyse. İyi günler!)

3
A: Can you help me buy my textbooks?
(Ders kitaplarımı almamda bana yardımcı olabilir misin?)
B: There will probably be a book list in the bookstore. Do you have your class schedule handy?
(Kitapçıda kitap listesi olacak büyük ihtimalle. Ders programın yanında mı?)
A: No, I don't have that.
(Hayır yanımda değil/almadım.)
B: To get started, take that list over to the bookstore. Do you know where the bookstore is?
(Evvela/öncelikle, listeyle birlikte kitapçıya git. Kitapçının nerede olduğunu/yerini biliyor musun?)
A: I am not sure where the bookstore is.
(Kitapçının nerede olduğunu/yerini bilmiyorum.)
B: When you pass the gym, it'll be the first door on the left. Do you know how to sell your old textbooks for money?
(Spor salonunu geçince, solundaki ilk kapı. Eski ders kitaplarını parayla nasıl satabileceğini biliyor musun?)
A: Yes, I knew I could do that. Exactly how do I go about selling them?
(Evet, onu yapabildiğimizi biliyorum. Tam olarak kitapları nasıl satıyorum/satıyoruz/Kitapların satışı tam olarak nasıl oluyor/yapılıyor?)
B: If you give your used textbooks to the person at the booth outside the door, he will reimburse you. Can you go over there today?
(Kullanılmış ders kitaplarını kapının dışındaki kulübede duran kişiye veriyorsun, o da sana parasını veriyor/ödemesini yapıyor. Bugün gidebilecek misin?)
A: I think maybe I could be there.
(gidebilirim.)
B: I am free at 1:00 today or tomorrow if you need some help. Want to meet me over there?
(Eğer yardıma ihtiyacın olursa/yardım istersen, bugün ya da yarın saat 1'de müsaitim. Orada buluşalım mı?)
A: Maybe that would work.
(yardımın/benimle gelmen iyi olabilir/fena olmaz.)
B: I'll catch you later then. Have a wonderful morning.
(Öyleyse sonra görüşürüz. İyi sabahlar sana.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder