31 Mayıs 2015 Pazar

ARABAYLA GÜNEYDOĞU ANADOLU TURU-4

4. Gün (Siirt-Diyarbakır)
17 Mayıs Pazar 2015

Sabah 4'e gelirken uyanıyoruz. Namazlarımızı odamızda kılıyoruz.
Bir Siirt klasiğinde sıra şimdi.
Sabah namazı çıkışı büryan...

Asker ziyaret saatinden önce vaktimizi değerlendirmemiz lazım.
İstikamet Rasıl Hacar... Burası tam bir doğa harikası... Taşbaşı veya Deliklitaş olarak da biliniyor.
Muhteşem bir doğası var. Siirt'e yolunuz düşerse mutlaka burayı görün. Merkezden 4 km, Eruh yolu üzerinde...


Merkeze dönüp Çinili Minare olarak da bilinen Ulu Camiyi ziyaret ediyoruz. Kapıları kapalı olduğu için içeri giremiyoruz.

Ver elini Tillo... Tarihi ismine yeniden kavuştu dünün Aydınlar'ı...
Medreseler ve meleler diyarı… Tillo kelimesi Süryanicede “yüksek ruhlar”, Arapça'da ise “aydınları karşılama” anlamına gelmekte.
Işık olayı... Tillo’da,  her yıl, gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart (ve 23 Eylül) günleri yeni doğan güneşin ilk ışınları, Kale-ül Ustad duvarındaki bir pencereden İsmail Fakirullah Türbesi’sinin kulesinin penceresine vurmakta, orada kırılıp İsmail Fakirullah’a ait sandukanın baş tarafını aydınlatmakta. Söz konusu düzeneğin astronomi, fizik, psikoloji, sosyoloji ve din ile ilgili çalışmalar yapmış olan ünlü Marifetname'nin yazarı İbrahim Hakkı tarafından hocası İsmail Fakirullah’a duyduğu saygının bir ifadesi olarak inşa ettiği söylenmekte.
Kale ül Üstad...Tillo ve Botan vadisine bakan bir tepe. İbrahim Hakkı’nın güneşin penceresinden Tillo’daki şeyhi İsmail Fakirullah’ın mezarı başına vurması için duvar inşa ettiği yer.


Tekrar merkeze dönüp asker ziyaretimiz için hazırlık yapıyoruz. Büryan alıp marketten de iki poşet abur cubur alıyoruz. Asker bahane, bizim de canımız çekti...

Ve kavuşma anı... Konki çaktırmamaya çalışıyor ama kalbi pır pır...
Kavuştuk askerimize.. Sohbet sohbet sohbet...
Nizamiyede ağaçların altında masalı bankta saatler geçiriyoruz.
Biz bir ara Ömer'le çarşıya çıkıp öğle namazımı kılıyor, fıstık alışverişimizi yapıyor ve yemek için şiş kebap yaptırıyoruz.

Konkimin dizlerine başımı koyup yarım saatten fazla uyumuşum. Bana ilaç gibi geliyor.

Planımız 4 civarı Siirt'ten ayrılmak... Akşam Diyarbakır'da olacağız.
İkindi namazımızı Nizamiye mescidinde kılıyoruz.

Rotamız Kurtalan üzerinden Batman ve oradan da Bismil üzerinden Diyarbakır...
Yolculuğumuz rahat geçiyor. Diyarbakır'a gelirken hava bozuyor. Feci bir fırtına...

Saat akşam 7 gibi varıyoruz Diyarbakır'a.. Doğruca otelimize gidiyoruz. Yağmur atıştırıyor. 
Otelimiz çok güzel.. Konumu harika. Tam merkezde... Balkar Otel.. Üç kişilik oda için 120 TL ödüyoruz.

Karnımızı doyurmamız lazım. Nebi Camiinin önündeki seyyar kebapçıda bir güzel ziyafet çekiyoruz.
Akşam namazını Nebi camiinde kılıp yediklerimizi eritmek üzere Diyarbakır'ı adımlıyoruz.
Madem midemizde yer açıldı, tatlı ve çay ile o boşluğa fırsat bırakmıyoruz.
Çok yorulduk. Yatsı namazlarımızı odamızda kılıp uykuya teslim oluyoruz.

Günün özeti:
1- Ayrılmak olmasaydı kavuşmak bu kadar güzel olur muydu?
2- Siirt, şu ana kdar gezdiğimiz iller arasında en az gelişmiş olanı... Ana caddelerinde inek görmeniz çok olağan...

4. gün yol güzergahımız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder