30 Mayıs 2015 Cumartesi

ARABAYLA GÜNEYDOĞU ANADOLU TURU-3

3. Gün (Şanlıurfa-Mardin-Hasankeyf-Batman-Siirt)
16 Mayıs Cumartesi 2015

Yine saat 4'e çeyrek kala kalkıyoruz yataklarımızdan. Hızlıca hazırlanıp otelden çıkış yaparak hemen otelin karşısındaki Ulu Camide sabah namazımızı kılıyoruz.
Doğru ciğer yemeye... Ciğerden başka bir şey olmayınca konki kahvaltı yapamıyor.

Saat sabah 5'e gelirken Mardin'e doğru yola koyuluyoruz.
Urfa-Mardin yolunda rastladığımız bir at heykeli..
Urfa cins/asil arap atlarıyla meşhur … Sahip olsun olmasın, Urfalılar atı uğur sayarlar. Bu işi bilenler ‘Eğer at beslemeye gücün yetmiyorsa, komşunun duvarından bir delik aç, hiç olmazsa evine atın soluğu girsin’ derler. O ev ve çevresindeki yedi evin bundan nasiplendiğine inanılır.

Programımızda Mardin'den önce Eyyubnebi beldesi/Eyüp Peygamber Türbesi ziyareti var.
Urfa-Mardin karayolunun Viranşehir'e gelmeden 85 km.sinden sapan 16 km.lik asfalt yolun sonunda…
Burada Hz. Eyyûb’un ve eşi Hz. Rahme’nin türbeleri ve Hz. Eyyûb’u görmeye gelen Hz. Elyesa Peygamberin makamları, Hz. Eyyûb’un güneşlenirken sırtını dayadığı taş bulunmakta.
Efsaneye göre, Hz. Eyyub’un otururken sırtını dayadığına inanılan büyük bir bazalt taş Sabır Taşı ise, türbesinin batısında…

sabır taşı

şifalı su


Yarım saat kadar süren Eyyubnebi ziyaretimizin ardından Mardin'e doğru yol alıyoruz.
Saat 09'a gelirken Mardin görünüyor.

Mardin Unesco tarafından dünya mirası listesine alınmış tek şehir…
Venedik’ten sonra yapı dokusu bozulmamış 2. Şehir…
Mardin eski ve yeni olmak üzere 2'ye ayrılmış. Eski Mardin tarihi olan kısmı, yeni Mardin ise modern kısmı oluşturuyor.

Mardin'de ilk ziyaret yerimiz Deyrulzafaran Manastırı (Mor Hananyo)
Manastır günümüze 5. yy’dan kalmış. Safran yetiştirilirmiş burada. Adını da safrandan almış zaten.
Deyrulzafaran Manastırı Hristiyanlığı topluca kabul eden ilk halk olan Süryaniler’in ibadet yeri. Halen aktif olarak kullanılan manastırı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Hristiyanlığı kabul etmeden önce Güneşe tapındıkları yer ve piskoposların dikey olarak gömüldükleri alanlar hayli ilginç.
Azizler, Hz. İsa geldiğinde onu karşılayabilsin diye sandalyede otururken gömülüyor.
Mor, "Saint" anlamına geliyor, yani "Aziz"...
Dünyadaki 4 milyon Süryani'nin 20 bini Türkiye'de yaşıyor. 15 bini İstanbul'da, kalanı ise bu bölgede. 
Hem manastır hem de evler doğuya bakacak şekilde inşa edilmiş çünkü Hz. İsa'nın doğudan geleceğine inanıyorlar.

Manastır ziyareti paralı: 6 TL. Tek başınıza manastırı gezemiyorsunuz. Bir rehber eşliğinde kafile halinde tur düzenleniyor.



Manastırı gezdikten sonra ikinci durağımız Kasımiye Medresesi oluyor...
Medresenin mimarisi çok heybetli..
Medrese duvarlarında astronomi ve tıp bilimine ait gerçekten ilginç simgeler bulunuyor. 15. yy’da kullanılan makaslar, neşterler sergileniyor.
Bir rivayete göre, Kasım Paşa bu medresede katledilmiş. Kasım Paşa’nın kız kardeşi ağıtlarla Kasım Paşa’nın kanlı gömleğini medresenin duvarlarına sürmüş. Duvarda bulunan kırmızı lekeler kan lekesiymiş. Medresenin tavanına doğru kana benzer kırmızı lekeleri görüyorsunuz.
Mardin’deki tüm medreselerde simgeleştirilmiş olan doğum-hayat-ölüm temsilinin en iyi korunduğu yer Kasımiye Medresesi. Diğer medreselerdeki bu temsil alanı ya zarar görüp yıkılmış, ya da çalışmıyor. Anlamı şöyle: Medresenin avlusundaki duvardan akan su, doğumu simgelemektedir. Su, bu aşamada tıpkı bebeklik ve çocukluk gibi fıkır fıkır. Su döküldüğü yerde durgunlaşır. Bu durgunlaşma, dinginleşme evresi sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gelen gençlik evresine benzetilir. Daha sonrasında suyun aktığı dar alan yaşlılığı simgeler. Burada su çok hızlı akar. Suyun döküldüğü havuz mahşer yeridir ve herkes oraya gider. İnanışa göre, her su Mezopotamya ovasına ulaşır ve orada bir bitkiye can verir.
doğum-hayat-ölüm temsili



Artık tarihi Mardin'i gezme vakti... Arabamızı 1.cadde girişinde ara sokağa park edip Cumhuriyet Meydanına doğru yürüyoruz.
Her yer büyüleyici... Her tarihi eserin taş işçiliği ayrı bir güzel...
Sırasıyla Şeyh Çabuk Cami, Mor Behnam Kilisesi, Abdullatif Camii, Kız Meslek lisesi, Zinciriye Medresesi, Ulu Cami ve çarşıları ziyaret ediyoruz.

Tarihi Mardin’in sadece bir caddesi bulunmakta; cumhuriyet caddesi.... Caddenin yukarısı ve aşağısına yayan ulaşma imkânı var. Mardin sokakları o kadar dar ve tarihi bir dokuya sahip ki ulaşım eşekler ile yapılmakta bu sokaklarda.

Bu daracık sokaklara abbara deniyor.

Mardin'deki kapılarda iki tokmak var. Tokmaklardan birisi daha alçakta, diğeri ise daha yüksekte. Kapıya gelen kişi kadın ise alçakta olanı, erkek ise yüksekte olanını çalarmış. Bu tokmakların sesleri de birbirinden farklıymış. İçeriye gelen sese göre aile, kadın mı yoksa erkek mi misafir geldiğini anlar ve ona göre davranırmış.

Kız Meslek Lisesi binası taş işçiliği ve mimari yapısıyla Mardin'in ilk görülmesi gereken yeri. Terasından güzel bir Mardin manzarası izleyebilir ve şehrin sembolü heybetli Ulu Cami'yi selamlayabilirsiniz.

Mardin kalesi ziyarete kapalı... Belli bir yere kadar çıkılabiliyor.
Ulu Cami (Cami-i Kebir) zarif minaresiyle şehrin sembolü… Artuklu dönemi -1176 yapımı-Mardin'deki camilerin en eskisi.


Kayseriyye (Bezestan) Çarşısı daracık sokaklar ve koridorlardan oluşuyor.
Zinciriye Medresesi 1385 yılında Melik Necmeddin İsa tarafından yaptırılmış. "Sultan İsa Medresesi" adı ile de tanınıyor. Medrese aynı zamanda rasathane olarak kullanılması dolayısıyla yüksekte kurulmuş.
Taç kapısı çok güzel… Esmaul hüsna nakşedilmiş.


Saat 12 olurken yemeğimizi yiyoruz. Nefis bir Mardin yemekleri tabağı...


Yemeğin ardından hatuna telkari işi gümüş ve eve bıttım sabunu aldıktan sonra Midyat üzerinden Hasankeyf'e doğru yola çıkıyoruz.

Saat 15'e gelirken Batman sınırları içerisindeki Hasankeyf'e varıyoruz.
Hakkında çok sayıda kampanya düzenlenmiş bir yer burası... Batman merkeze 37 km…
Raman Dağlarının güney eteklerinde, Dicle nehrinin iki yakasına kurulmuş. Kayalara oyulmuş mağara şeklindeki binlerce konutu nedeniyle, " Mağaralar Şehri " ya da "Kayalar Kenti" anlamına, Süryanice Kefa ve Ortaçağda Hasankeyf’e yerleşen Araplar Arapça da Kaya Kale anlamına gelen  "Hısnı-keyfa" denilmiş.
Ilısu barajı projesi nedeniyle sular altında kalma riski yüksek...
Hasankeyf Köprüsü...Ortaçağ köprülerinin en büyüğü olan, köprünün orta kemer açıklığı 40.32 m. Günümüze iki kemer ve ayaklarıyla ulaşabildi.




Öğle namazımızı baraj tam kapasite dolarsa minaresine kadar sular altında kalacak olan Er-Rızk Camiinde kılıyoruz.
 Dicle'ye has şabut balığı yiyoruz atıştırmalık... Büyük kılçıklı bir balık ama lezzetli...
Artuklu Hamamı


Saat 16:30 gibi ayrılıyoruz Hasankeyf'ten...İstikamet Batman...
Batman 1990’da il oldu.
Raman dağları maden ve petrol yatağı…
 Batman merkezde doğruca Emniyet Müdürlüğüne gidiyoruz. Amca oğlu burada seçimler dolayısıyla geçici görevde... Ona sürpriz yapıyorum.
İkindi namazını Emniyetin mescidinde kılıyoruz. Kafede çay eşliğinde sohbet ediyoruz.
Güzel bir moral oldu, ona da bana da...
 Saat 18:30 civarı Malabadi Köprüsüne doğru yola çıkıyoruz. Yolda ikinci yakıt alımımızı yapıyoruz.

Malabadi Köprüsü... Batman’a 30 km, Batman çayı üzerinde...
Dünyadaki taş köprüler içinde kemeri en geniş olanı...
Sadece geçiş amaçlı değil, seyahat edenlerin konaklaması için odalar mevcut..
Mostar köprüsünün ikizi olarak kabul gören Malabadi’nin 1147 yılında Artukoğulları’ndan Timur Taş Bin İlgazi tarafından yapıldığı biliniyor. Tek kemerli ve iki girişi var.
“Badi’nin evi” demek Malabadi. Türkülere konu olmuş mutsuz bir aşk hikâyesinin görkemli yadigarı.



Köprüyü ziyaret edip çay molamızın ardından Siirt'e doğru yola çıkıyoruz. Rotamız Bekirhan ve Ziyaret üzerinden Siirt olacak.
Akşam namazını Ziyaret (Veysel Karani)de kılıyoruz.
Siirt' e vardığımızda saat 21 oluyor. Doğruca otelimize gidiyoruz. Ama otel içler acısı... Bekar odalarını andırıyor. Merkezi konumuna rağmen çok kötü vaziyette otel.
Hemen başka otel aramaya başlıyoruz. Sonunda meydandaki Erdef oteli ayarlıyoruz. 3 kişilik odaya 120 TL veriyoruz.
Oteli ayarladık, karnımız zil çalıyor. Güzel bir şiş kebap ziyafetinin ardından yatsı namazlarımızı Çarşı Camiinde kılıp odalarımıza koşuyoruz.
Yarın Siirt'teyiz ve asker ziyaretimiz var.

Günün özeti:
1- Mardin bir tam gün boyunca sokak sokak gezilmeli...
2- Bırakın Hasankeyf'ine baksın.
3- İnternetten otel görüntülerine fazla güvenmemek lazım. Otelin dış görünüşü ve konumu her şeyi göstermiyor.

3.gün yol güzergahımız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder